Ana Sayfa Portal Üye Listesi Takvim
Duyangelmis Bilgi Paylaşım ve Eğlence İçeren En İyi Türkçe Forum Sitesidir.
Giriş Yap - Üye Ol
  • Home
  • Duyangelmis Bilgi Paylaşım ve Eğlence İçeren En İyi Türkçe Forum Sitesidir.
  • ~ Genel Forum, Genel Bölümler ~
  • ~~ Sağlık Forum , Sağlık Forumları ~~
  • Kalp Hastalıkları
  •  Kalp İle İlgli Herşey

Konu : Sitemize Hoş Geldiniz Lütfen Forum Kurallarını Okunuz . Konu : Mesaj Burda Yayınlanmasını İstiyorsanız İletişim Geçin Hemen Yayınlayalım. Konu : Sitemize Moderetör Alımı Başlamıştır Başvuru İcin Moderetor Alımı Konusunu Okuyunuz İyi Eğlenceler İyi Forumlar Yönetim. Konu : Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Edeple Gelen Lutufla Gider
Toplam (4) Sayfa: « Önceki 1 2 3 4
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Gösterim Stili
Sabit konu Kalp İle İlgli Herşey
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#31
İcon16  03-14-2019, 12:51 PM
Balon ve Stentte Riskler? 



Koroner balon anjiyoplasti ve stent işlemleri kalp damar hastalıklarının tedavisinde bir devrim olmuştur. Bu işlemler olmadan önce kalp damarlarında önemli darlık olan hastalar bypass operasyonuna veriliyor veya ameliyata uygun değilse ilaç tedavisi uygulanıyordu. İlaç tedavisi, var olan darlığı açmadığından dolayı da hastaların şikayeti büyük oranda devam ediyordu. Balon ve stent işlemleri bu gün kalp damar hastalıklarının tedavisinde bir dönüm noktası olmuş, cerrahiye verilen hastaları büyük ölçüde azaltmış ve hastaları cerrahinin olumsuz etkilerinden uzaklaştırmıştır (Ancak bu söylediklerimden bypass cerrahisinin gerekli olmadığı sonucunu çıkarmamak gerekir. Bu gün teknoloji ve deneyimlerimiz oldukça iyi bir noktada olmasına rağmen, kalp damarlarında önemli darlık bulunan her hastada, balon ve stent işlemi uygun olmamakta, uygun görülen hastalara bypass cerrahisini önermekteyiz.)

Balon ve stent işlemlerinin oldukça iyi yönlerine rağmen, madalyonun öteki yüzünde, bugün hala mücadele ettiğimiz 2 önemli istenmeyen tarafı vardır:

Ani (akut) tıkanma 
Tekrar daralma (restenoz) 
Ani tıkanma

İşlem sonrasında damarın, pıhtı veya plağın bir parçası ile tıkanması sonucu oluşur. Acil olarak tekrar balon veya stent yapılma veya bypass cerrahisi gerektiren ani tıkanma oranı %2 civarındadır. Ani tıkanma gelişen hastaların %3-4'ünde akut miyokard infarktüsü (kalp krizi) gelişir.

Tekrar daralma (restenoz)

Tekrar daralma, balon anjiyoplasti ve stent işlemlerinden sonra karşımıza çıkan en önemli problemlerden bir tanesidir.

Tekrar daralma bazı durumlarda çok yüksek sıklıkta oluyor. Nedir bu durumlar? Şimdi onlara göz atalım:

Diabetes mellitus (şeker hastalığı): şeker hastalarında balon ve stent işlemlerinden sonra aynı bölgede tekrar daralma oldukça sık görülüyor. 
Daha önceden yine stent içinde daralma olması: yani stent içinde bir kere daralma olmuşsa, biz darlığı tekrar balon ve stent ile açsak bile tekrar daralma oranı daha yüksek oluyor. 
Damardaki darlık uzunluğunun 20 mm'den fazla olması. 
Tekrar daralma ilk 3-6 ay arasında en sık olarak görülür. 6 ay geçtikten sonra aynı bölgede tekrar daralma olması nadirdir.

İlk 6 ay içinde stent bölgesinde tekrar daralma (restenoz) oranı, kaplı olmayan (ilaçsız) stentlerde %20-40, kaplı (ilaçlı) olanlarda ise %5-10 oranındadır.

Restenoz tedavisi

Peki stent içinde tekrar daralma (restenoz) geliştiği zaman ne yapıyoruz? Bu durumlarda birkaç tedavi yöntemi var;

Daralmış bölgeyi tekrar balon ile açmak (rePTCA): bu çoğunlukla başarı ile uygulanan bir yöntem olmakla birlikte ne yazık ki kısa sürede tekrar daralma oranı yüksektir. 
Laser, aterektomi gibi, daralmış olan bölgeyi mekanik olarak ortadan kaldıran yöntemler (kesip çıkararak, toz haline getirerek vb) 
Radyasyon tedavisi (brakiterapi) 
Daralan bölge içine 2. bir normal stent yerleştirmek 
Daralan bölge içine ilaçlı stent yerleştirmek. 



Genel olarak;

Genel olarak bahsedecek olursak; balon anjiyoplasti ve stent uygulanan tüm hastaların, binde dördünde (4/1000) acil bypass ameliyat gereksinimi ortaya çıkar. Ölüm oranı ise %1'dir (Koroner bypass ameliyatlarında ise ölüm oranı %1-3 arasındadır).

Ayrıca invaziv (kanlı) bir işlem olduğundan koroner anjiyografidekine benzer olarak, damara giriş yerinden ve işlemden kaynaklanan istenmeyen etkiler de (kasık bölgesine kanama, şişlik, kısa süreli ağrı, vb) olabilir.

Ancak bilinmelidir ki, doktorunuz size anjiyoplasti yapılmasını, anjiyoplasti yapılmadığında dar olan damarın size getireceği risklerin, anjiyoplasti riskinin çok üzerinde olduğu durumlarda önerecektir.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#32
İcon16  03-14-2019, 12:51 PM
Kalp hastalığı olan çocuklarda normal aşı programlarına uyulmalıdır. Hastaneye yatışların aşı programını aksatmamasına özellikle dikkat edilmelidir. Bazı kalp hastalıklarında görülen bağışıklık sistemi bozukluklarında doktor tarafından sakıncalı görülen aşılar yapılmamalıdır. Bu aşılar, izleyen doktor tarafından aileye belirtilir. Aşı uygulamalarından sonra görülen ateş yüksekliği, kalp hastalığı olan çocuklarda kalp yetersizliğini arttırabileceği için, ateş düşürücü ilaçlar verilerek kontrol altına alınmalıdır.


Kış aylarında yoğun olarak görülen nezle ve grip gibi hastalıklar, kalp hastalığı olan çocuklarda daha ciddi problemlere yol açabildiğinden, bu çocuklar altı aylık olduktan sonra grip aşısı ile aşılanmalıdırlar.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#33
İcon16  03-14-2019, 12:52 PM
Daralmış veya kendisine kan gelmeyen arterler kalp krizi, anjina veya öteki problemlerin meydana gelmesine sebep olurlar. Bazı yakalarda özel diyet ve ilaçlar bu tür arteryel sorunların önlenmesi için iyi bir tedavi yöntemi olabilirler. Diğer vakalarda ise by-pass ameliyatı ve koroner anjiyoplasti ameliyatı en iyi çaredir. 



Daralmış veya kendisine kan gelmeyen arterler kalp krizi, anjina veya öteki problemlerin meydana gelmesine sebep olurlar. Bazı yakalarda özel diyet ve ilaçlar bu tür arteryel sorunların önlenmesi için iyi bir tedavi yöntemi olabilirler. Diğer vakalarda ise by-pass ameliyatı ve koroner anjiyoplasti ameliyatı en iyi çaredir. 


Daralmış veya kendisine kan gelmeyen arterler kalp krizi, anjina veya öteki problemlerin meydana gelmesine sebep olurlar. Bazı yakalarda özel diyet ve ilaçlar bu tür arteryel sorunların önlenmesi için iyi bir tedavi yöntemi olabilirler. Diğer vakalarda ise by-pass ameliyatı ve koroner anjiyoplasti ameliyatı en iyi çaredir. 
Koroner Arter anjiyoplastisinin tam adı Perkütan Transluminal Koroner Angioplasti (PTCA) dır. Bu deri içine (percutaneous) ve kalp damarları içinde (koroner transluminal) ameliyatın yapılması ve bu şekilde damarların genişletilmesi (angioplasti) anlamına gelir. Bu yöntem ismi kadar zor bir yöntem değildir ve lokal anestezi (uyuşturma) altında uygulanır. Bu yöntem "Koroner Anjiografl denilen ve teşhis koymaya yarar yönteme benzer. 
Uygulama Yöntemi 

ablasyonkateter.gifOmuz veya kasık bölgesine uyuşturucu verildikten sonra doktor rehber kateteri

(ince boru) bacak ve kol damarına sokar. Doktor televizyonlu röntgen ekranından 

kateter (boru) ve kan damarlarının durumunu izlerken kateteri daralmış arterin içine 

sokar. Çok küçük bir Radyoopak boya bu kateterden o bölgeye bırakılır. Bu şekilde 

anjiyogramdaki tıkalı kalp damarları belirlenir. Daha sonra daha küçük bir kateter 

(boru), rehber kataterin içine yerleştirilir. Bu küçük kateterin ucu balon şeklindedir.

Bu uç koroner arter içindeki tıkanık sahaya vardığında yarım dakika için arterin tıkanmış 

kısmında şişirilir. Bu genişleme (şişme) esnasında kişi, göğüs ağrısı duyar. şişlik 

indirildiğinde ağrı azalır. 

Bu şişirme ve indirmenin birkaç kez tekrarlanması gerekir. Balon kateter hareket ettirildiğinde kan akışının nasıl hızlandığı anjiyogramdan görülebilir. Bu yöntemin tamamlanması 30-90 dakikada olur. 
Bu yöntem bacak da dahil olmak üzere vücudun tüm tıkanmış arterlerini tedavi etmek amacıyla kullanılır. 
Sonuçlar 
Kan akışında artma, ilgili arterdeki kan basıncında artma, damardaki tıkanmanın ezilmesi veya parçalanması, arter duvarının gerilerek genişlemesi bu yöntemin istenilen sonuçlarıdır. 
Vakaların çok düşük bir yüzdesinde bu yöntem başarısız olup by-pass ameliyatı gerekir. Genelde by-pass ameliyatını yapan cerrahlar takım halinde çalışırlar. Anjiyoplasti tek başına başarılı olduğunda daha büyük ameliyatlara gerek kalmaz. Yukarıda anlatılan ameliyatın maliyeti oldukça düşüktür ve kişinin hastanede kalış süresini birkaç haftadan birkaç güne düşürür. 
İyileşme ve Rehabilitasyon 
Bu yöntemi takiben 24 saat süreyle kalp atışı ve ritmi ile diğer bulgular ekrandan takip edilir. Bu yöntemin deri altından damarlara boru yerleştirme olayını kapsaması dolayısıyla yara yeri çok küçüktür ve çoğu insanlar bu yöntemden 1 hafta sonra işlerine tekrar dönebilmektedirler. 
Kimlere PTCA Yapılması Gerekir? 
İlaçlarla geçmeyen anjina pektorisli kişiler PTCA yapılacak olanlardır. PTCA birçok tıkanmış arteri iyileştirebilmesine rağmen bunun için ideal kişi sadece tek arteri tıkanmış olan kişidir. By-pass ameliyatından ziyade PTcA nın yapılmasına karar verdiren faktörler, arterde tıkanmanın lokalizasyonu, tıkanan arter sayısı, tıkanma şiddeti ve kalbin bütün fonksiyonlarıdır. 
Bununla birlikte PTCA yöntemi tıkanmayı yapan hastalıkları tedavi edemez. 
Ayrıca bu yöntemin aynı tıkanık arteri veya başka bir arteri tekrar genişletmek için tekrarlanması gerekebilir. 
Gelecek yıllarda doktorlar damar içindeki birikmeleri lazer ışını veya mekanik aletler kullanarak yok edebileceklerdir.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#34
03-14-2019, 12:52 PM
Dünyada tüm ölümlerin %1-2’sinin sorumlusu olan hastalığın kalp üzerindeki olumsuz etkileri genellikle hastalığın kalbi tahrip etmesinin ardından ortaya çıkıyor. Bu nedenle hastalığı bilip, erken dönemde tedavi olmak çok önemli...

Kalp kapağı hastalıkları özellikle ülkemizin bulunduğu coğrafyada, gerek yaşam kalitesine, gerekse de yaşamın kendisine karşı ciddi bir tehdit boyutunda varlığını koruyor. Esasen dünyada tüm ölümlerin %1-2’sini kalp kapağı hastalıkları oluşturuyor. 
Bunun da ötesinde kimi zaman koroner kalp hastalıklarına eşlik eden kalp kapağı hastalıkları rahatsızlığın boyutunda artışa yol açarken, kalp kapağı hastalıkları zemininde oluşan kalp yetmezlikleri, kalp atışlarında düzensizlikler (ritm bozuklukları) insanlarda ciddi yakınmaların oluşumuna yol açabiliyor.

KALP KAPAKLARI NEDİR
Kalp, gevşeme ve kasılma hareketleri yaparak kanı sürekli ileri doğru pompalayan en hayati organımız. Birbirinden kaslarla ayrılan dört odacıktan oluşan kalp içinde kanın, vücutta yaptığı gibi hep ileri doğru hareket etmesi, geriye kaçmaması gerekiyor. İşte bu ileri hareket sağlayan yapılara kalp kapakları deniyor. Malp kapakları motorlardaki karbüratörlerin valflerine benzetilebilir. 
Kalbin alt ve üst odacıklar arasında yer alan iki kapağının sağdakinin ismi triküspit, soldakinin ise mitral kapaktır. Kanın kalbi terkettiği noktalarda, yani kalp ile ana atardamarlar arasında yer alan diğer iki kapağın sağındakine, akciğer ana atardamarları ile kalp arasında yer alır, pulmoner kapak, soldakine ise ki bu da aort dediğimiz temiz kanı vücuda taşıyan büyük atardamar ile kalp arasında yer alır, aort kapak denir. İşte kalp kapağı hastalıkları bu kapakların etkilendiği tüm hastalıkların genel ismidir. Kalp kapağı hastalığında kaşımıza üç tip bozukluk çıkar.

Birinci tipte kapakların açılımı kısıtlanmıştır.
Kapak açılamadığından darlık oluşmuş, normalde geçmesi gereken kan miktarından az bir kısım ileri doğru geçebilmektedir. Hortumun ucunu sıktığınızı düşünün, suyun geçişi ne kadar tazyikle olur, su akamadığı için geride göllenir, oluşan zorlanma belki de hortumun musluktan çıkması ile sonuçlanır. İşte kalp kapak darlıklarında da bu meydana gelir. Kapak darlığına bağlı olarak yeterli miktarda kan ileriye geçemediğinden kan basıncı düşer (hipotansiyon), çoçuklarda gelişme gerilikleri, erişkinlerde nefes darlığı, çabuk yorulma yakınmaları, bazı tiplerde de göğüs ağrıları oluşur. 
Açılamayan kapağın gerisinde ise kan göllenmeye, artan basınçla bu kalbin bu bölümleri genişlemeye başlar. İleri akamayan kan ve sıvılar kimi zaman akciğerde kimi zaman ise çevre organlarda birikir. Bu nefes darlığı, ayaklarda ödem, şişme gibi tablolara yol açar. Kapak darlıklarında bulgular oluşum mekanizmasına da bağlı olarak erken dönemde ortaya çıkar.

İkinci tipteki kalp kapağı hastalıkları kapakların açılımında değil ama kapanmalarındaki bozukluk ile oluşur.
Kapakların asli görevleri kanın hep ileri doğru akışını sağlamaktır demiştik. İşte bu görevdeki aksama kapakların tam kapanamaması sonucu oluşur ve kapak kaçakları meydana gelir. Yine bahçe hortumu ile sulama örneğini verirsek; hortumda büyük bir delik olduğunu varsayalım. Bu durumda hortumun ucunu daraltmasak bile yeterli suyu sağlamayacağız. Aynı tablo kalp kapak kaçaklarında vücudun başına gelir. Eğer kaçak fazla ise dokular yine yeterli miktarda kana kavuşaz, kan basıncı düşmeye meyleder. 
Öte yandan ileri doğru gidemeyen kan kalp boşlukları içinde birikir, bu sefer basınç, tazyik artışı ile değil ama hacim artışı ile kalp kaslarını gererek büyütür ve zaman içinde kalbin pompalayabilme, yani kasılıp gevşeme özelliğine zarar verir. 
Bu kalp kapağı hastalığının zemininde, kalp yetmezlikleri gelişir. Kalp kapak kaçakları özellikle yavaş seyirli ise uzun süre belirgin şikayet oluşturmaz. Belirgin yakınmalar oluştuğunda kalp çalışmasındaki bozukluk artık iyileşmez düzeye gelmiş olabilir. Bu yüzden kalp kapak kaçakları kapak darlıklarına göre daha tolere edilebilen ancak sinsi ilerleyen rahatsızlıklardır.

Kalp kapak hastalıklarının üçüncü ve en sık görülen tipinde, hem kapağın açılması hem de kapanması kısıtlanmıştır.


En fazla yakınma oluşturan bu tipteki kalp kapağı hastalıklarıdır. Hakim olan lezyon, açılım ya da kapanmadaki sıkıntı, kişinin şikayetlerinin tipini de belirler. 

NEDENLERİ


Kalp kapağı hastalıklarının nedenlerine gelince; kalp kapağı hastalıklarının içinde en önemli yeri (ülkemizde de en önde gelen sebeptir) çoçukluk çağında, boğazda yerleşen, üst solunum yolu infeksiyonuna yol açan özel bir tipteki mikroplara karşı vücudda oluşan savunma mekanizmasının yanlış bir yola girerek vücudun kendi organlarına (başta kalp ayrıca böbrekler, beyin ve eklemler) zarar vermesi ile oluşur. Aslında biraz da kafa karıştırıcı olacak şekilde “romatizmal kalp kapak hastalığı” olarak adlandırılan bu grup kalp kapağı ameliyatlarının da önde gelen nedenidir. 
Hayatın ileri yaşlarında özellikle kalbin sol tarafında yer alan kapakların etkilendiği kireçlenmelere bağlı kapak hastalıkları, kalbi besleyen koroner damarlardaki tıkanmalar yani kalp krizleri sonucunda özellikle mitral kapağın çalışmasını sağlayan kasların hasarlanması sonucu gelişen mitarl yetmezlikleri kalp kapağı hastalıklarının önde gelen sebebleri arasındadır. Toplumun önemli bir kısmını, %2-5’sini etkileyen, kapak yapısının daha esnek, daha elastik, bir kısmında da süngerimsi bir kalınlaşmanın eşlik ettiği “mitral kapak prolapsusu” özellikleri nedeni ile ayrı bir yazı konusudur. 
Doğumsal kalp hastalıkları kalp kapağı hastalıklarına neden olan ayrıcalıklı başka bir gruptur.

TANI


Kalp kapağı hastalıklarının tanısı günümüzde çok kesin ve net olarak, risksiz bir tetkik yöntemi olan kalp ultrasonografisi, yani ekokardiografi ile konur. Yaklaşık yarım saat süren bu inceleme ile kalbin anatomisi, yani yapısı bu arada performansı incelenir. Kalp kapaklarının yapısı, açılımı ve kapanması izlenerek varsa kaçakların miktarı, kalp odacıklarının boyutları, yani kalbin büyüyüp büyümediği, kalp içi ve damarlardaki basınçlar saptanıp kalbin pompa gücünde azalma olup olmadığı araştırılır. 
Kimi zaman ek bilgiler edinilmek istendiğinde yemek borusuna endoskopiye benzer bir yöntemle ince bir tüp konarak yapılan transözofajiyal ekokardiografiye, kimi zaman da ilaç ya da koşu bandının kullanıldığı stress ekokardiografiye başvurulur.

TEDAVİ VE TAKİP


Tanı konup rahatsızlığın ciddiyeti ortaya çıkarıldıktan sonra artık sıra tedavi ve takip sürecine gelir. Takip için belli aralıklarla ekokardiografi işlemi tekrar edilir. Ekokardiografi ve kişinin kliniği, yani şikayetlerinin derecesi, efor yapabilme kapasitesi tedavide strateji geliştirmede kullanılan iki temel unsurdur. Tedavi seçenekleri arasında medikal yani ilaçla tedavi ayrıca girişimsel tedavi yer alır. Kimi zaman bu iki seçeneğe aynı anda başvurulabilir. İlaç tedavisinde anlaşılması gereken esas, ilaçların kapaktaki mekanik rahatsızlığın kendisini ortadan kaldırmayacağıdır. Çoğu zaman ilaçlar kapaktaki rahatsızlığın ilerlemesini engellemekten de acizdirler. Ancak kapak rahatsızlığının kalp üzerindeki olumsuz etkileri ilaçla büyük oranda engellenebilir. Kalp kapak hastalığı zemininde gelişen kalp yetmezliklerinin ve ritm bzoukluklarının tedavisinde de çoğu zaman ilaç tedavisi tek başına yeterli olur. 


Girişimsel yöntemler


İlaç tedavisi yetersiz olduğu anda ya da kalp kapağı hastalığı kalbe belirgin bir şekilde olumsuz etkimeye başladığında, kalbi büyüttüğünde, kalbin çalışmasını bozmaya başladığı zaman girişimsel yöntemlere sıra gelir. Girişimden kasıt genel olarak cerrahi ve kateter yolu ile yapılan balon işlemidir.


Cerrahi yani ameliyat gündeme geldiğinde yapılan şey genel olarak kapağın tamir edilmesi, bu mümkün olmuyorsa bozuk kapağın çıkartılıp yerine protez, yapay bir kapak takılmasıdır. Kapak tamiri daha ziyade kaçak oluşan, kapak yapısında fazla kireçlenmenin olmadığı mitral ve triküspit kapaklara başarı ile uygulanır. Bu işlemin yapılamadığı durumlarda, kapak darlıklarında, özellikle kireçlenmenin ön planda olduğu kapak rahatsızlıklarında ise kalp kapakları protez kapaklarla değiştirilir. Kişinin özelliğine göre tamamen ****lik kapaklar ya da kısmen organik madde içeren bioprotez kapaklar kullanılır. 
Kapak yapısında fazla kireçlenmenin yer almadığı açılım kısıtlılıklarında başka etkin bir girişim yöntemi kateter yani anjiografi yöntemi ile yapılan balon işlemidir. Hemen ertesi gün kişinin taburcu edilebildiği, genel anesteziye ihtiyaç duyulmayan bu yöntemde ince bir tel ile kasıktaki damarlardan girilip kalbin içine dek ilerlenir, açılımında kısıtlama gelişmiş kapağın hizasında şişirilen bir balon ile yeterli açılma sağlanır.Sonuçları iyi olmakla beraber bu işlem daha ziyade zaman kazanmaya yöneliktir. Zaman içinde kapakta yeniden açılım kısıtlılığı gelişebileceği gibi balonla açma sırasında gelişen yırtılmalarla bu sefer kaçak problemi ortaya çıkabilir. Bu durumda ameliyat her zaman için yapılabilir bir seçenek olarak hazır bekler.


Kapak hastalığının girişim zamanlaması çok önemlidir. Zamanı gelmeden kapağın protez kapakla değiştirilmesi protez kapağın yaratabileceği riskleri gereksiz yere daha uzun bir sure yaşamak anlamına gelir. Aslında protez kapak cerrahisi bu konuda çok deneyimli ve ünlü cerrahın dediği gibi “bir hastalığı başka bir hastalık yaratarak tedavi etmektir”. Öte yandan gerektiği halde girişime başvurulmaması kalpte geriye dönüşümsüz değişikliklerin oluşmasına yol açar ve kişinin hayatını çok ciddi anlamda önlenemez bir risk ile karşı karşıya bırakır. 
Aslında esas olan, tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi kalp kapağı hastalıklarında da oluşmadan önüne geçebilmek
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#35
İcon16  03-14-2019, 12:53 PM
Gögsünüzde agri ve yanma varsa,yokus ve merdiven çikarken,agrilariniz artiyorsa, KALBINIZI KONTROL ETTIRINIZ. 

Fazla kilodan, 
Asiri yorgunluktan, 
Içki ve sigaradan, 
Seker hastaligindan, 
Stresten, 
Düzensiz beslenmeden, KAÇINIZ. 
Tatillerden önce KALBINIZI KONTROL ETTIRINIZ. 

ÖNEMLI NOT

Muayene ve tedaviler için,acil haller disinda, telefonla randevu almak gereklidir 
Saglik Merkezlerimiz Pazar ve resmi tatil günleri disinda her gün saat 9.30- 17.00 arasinda açiktir. 

KALBINIZE YARDIM "Kalp Krizine Dikkat"

Hastalik, kalp kasinin bölgesel kansiz kalmasi ve bunun sonucu ortaya çikabilen kalbin fonksiyon bozukluklaridir. (Erkeklerde kadinlardan 3-4 kere daha sik görülür.

ANA NEDENI

Ateroskleroz; koroner damarlarin daralmasi ve nihayet tikanmasi.

HAZIRLAYICI NEDENLER

Kanda kolesterol ve diger kan yaglarinin artmasi, 
Seker hastaligi, 
Yüksek Tansiyon, 
Sigara, 
Fazla hareketsizlik, 
Ruhi gerginlik, 
Fazla kilo. 

HASTALIGIN SINYAL BELIRTILERI

Eforla gelen, dinlenmek veya TRINITRIN ile geçebilen gögüs agrisi, 
Ruhi gerginliklerde, istirahatte de ayni agrinin olusabilmesi. 

Hastaligin belirtileri, sinyal vermeden de olabilir.

KALP HASTALIGININ BELIRTILERI

Daha önce hafif seyreden ve hemen geçen gögüs agrisinin, sikinti hissiyle birlikte daha uzun ve agir seyretmesi, 
Enfarktüse bagli tansiyon düsüklügü ve kalbin elektriksel ritm bozuklugu belirtileri; özellikle agri sirasinda veya sonunda ortaya çikan halsizlik, Bas dönmesi, Soguk terleme. 

ALINACAK TEDBIRLER

Tam istirahat haline geçip en yakin kimseden yardim istemek, 
En yakin hastaneye ambulans ile fazla hareket ettirmeden nakil, ( yoksa); 
En yakin doktoru ve özellikle kardiyologu çagirmak, 
Bir doktor tarafindan görülünceye kadar kesin yatak istirahati. 

TEDAVI

Hastalik gelmeden risk faktörlerini kontrol altina almak en iyi tedavi yöntemidir. 
Kriz sirasinda ideal olan, hastane sartlaridir. 

KALBINIZIN FAZLA YORULMASINI ÖNLEMEK IÇIN UYMANIZ GEREKENLER...

Günde üç ögün ve esit miktarlarda yemek yemelisiniz.Bir ögün de fazla yemeyin, yavas yiyin, acele etmeyin. 
Sizi üzen, sinirlendiren, kizdiran durumlardan, kimselerden ve konulardan kaçinmaya çalisin. Kizginlik, sinirlenme ve korku kalbinizin fazla çalismasina yol açar. 
Çok soguk veya sicak iklimde bulunmaktan kaçinin.Yazin disaridaki faaliyetleriniz için günün serin zamanini seçin. Sicak, kalbinizin fazla çalismasina sebep olur. Çok soguk veya rüzgarli bir günde disari çikarsaniz agzinizi ve burnunuzu bir mendil ile kapatin ve soguk havayi içinize çekmeyin. 
Faaliyetlerinizi kalbinizin dinlenmesine zaman ayiracak sekilde düzenleyin. 

Örnegin:

Günün veya haftanin isini planlayin. Agir isleri gün içinde dagitin ve araya hafif isler koyun. 
Faaliyetleriniz arasina zaman koyun. Bütün islerinizi sabah yapmaya çalismayin. Bir kismini ögleden sonra ve aksam yapin, arada dinlenin. 
Yorulursaniz, her ne yapiyor olursaniz olun, 15-20 dakika kadar dinlenin. Örnegin bahçe islerinin tümünü birden yapmak için kendinizi zorlamayin. 
Acele etmemeye çalisin. Günlük islerinizi planlayin, böylece acele etmeden ve sinirlenmeden bütün islerinizi tamamlayin. Bir isi kisa sürede tamamlamaniz gerektigini düsünmeyin. 
Sabah ve ögleden sonra olmak üzere en az 2 kere 20-30 dakika istirahat edin. Bunun için yatmaniz gerekmez, yalniz dinlenin. 
Her gece alisik oldugunuz kadar uyuyun. En az 6-8 saat uyumaya çalisin. Bir gece geç saatlere kadar oturup, ertesi gece bunu telafi etmeye çalismayin. Geç yatacaginiz gece gündüz bir süre uyumaya çalisin. 
Çalisirken kollariniz omuz düzeyinin üstünde olursa, kalbinizin fazla çalismasina sebep olur. Pencere silmek, çamasir asmak gibi islerden kaçinin.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#36
İcon16  03-14-2019, 12:53 PM
Pek çok hastalikta oldugu gibi koroner kalp hastaliklarinin da önceden “su kiside mutlaka ortaya çikacak” diye bir tahmininin yapilmasi mümkün degildir. Ancak, kiside bazi “risk faktörlerinin” varligi söz konusu ise bunlarda koroner kalp hastaligi gelisme olasiliginin daha fazla oldugunu söylememiz söz konusu olabilmektedir. Acaba bu risk faktörlerinden belli baslilari nelerdir?


Yas: Bilinen bir gerçek vardir ki koroner kalp hastaliklari belli yaslardan sonra daha fazla görülmektedir. Erkeklerde kirkin üzerindeki yaslarda ve kadinlarda da menapoza girdikten sonra bu tür rahatsizliklar daha fazla görülmektedir. 
Cinsiyet: Erkek cinsiyet önemli bir risk faktörüdür. Kadinlarda hormonlar menapoza kadar koruyucu olmakta, ancak menapozdan sonra kadin-erkek risk orani çok hizli bir sekilde esitlenmektedir. 
Ailede koroner kalp hastaligi varligi: Özellikle birinci derece akrabalarda bu tür rahatsizliklar sik görülüyorsa bu durum ciddi bir risk faktörüdür. Birinci derece akrabalari arasinda kadinlarda 55, erkeklerde ise 45 yasin altinda kalp hastaligindan ölümler varsa bu gibi kisiler kalp sagliklarina özel önem göstermelidirler. 
Sigara:Sigara risk faktörleri içinde en önemli olanidir. Sigaranin önemli bir özelligi biraktiktan sonra zaman içinde daha önceden olusturdugu olumsuz etkilerin giderilme sansinin olmasidir. Içilen her sigaranin insan ömründen 15-30 dakika çaldigi, ve sigaranin zararinin içilen miktar ve süre ile orantili oldugu unutulmamalidir. Sigara içmeyen, ancak içilen ortamda bulunan kisilerde de kalp krizi gelisme sansizligi ne yazik ki fazladir. 
Seker hastaligi: Seker hastaligi özellikle kadinlarda çok tehlikeli bir risk faktörü olarak karsimiza çikiyor. Ailesinde seker hastaligi olanlar mutlaka kendilerinde de bu rahatsizligin olup olmadigini ortaya çikarmak ve vaktinde gerekli önemleri almak için zamaninda hekimine basvurmalidirlar. 
Beslenme aliskanligi:Bol hamur isi, kirmizi et ve kati yaglardan olusan beslenme tarzi kalp hastaliklarina zemin hazirlamaktadir. En ideal beslenme sekli “Akdeniz Tipi Diyet” olarak özetleyebilecegimiz, daha ziyade bol yesillik, beyaz etin tercih edildigi ve yemeklerde sivi yaglarin özellikle de zeytinyaginin kullanildigi beslenme sekli bu gün için, özellikle eriskinlerde, en ideal beslenme tarzidir. 
Stres: Maalesef stresden uzak kalinmasi hekim olarak önerdigimiz, ancak günümüz kosullarinda uygulanmasi pekte mümkün olmayan bir kon durumundadir. Ancak yine de, evimizde, is yerimizde kendimizi strese sokabilecek çesitli olaylardan mümkün oldugunca uzak kalmayi en azindan denemekte yarar vardir. 
Düzenli egzersiz: Evvelce kalp hastaligi tanisi almamis olanlarda düzenli egzersiz çok yararlidir. Kalp hastaligi tanisi olanlarda ise sinirlarini kardiyologun çizecegi bir egzersiz prorgaminin faydasi büyüktür. 
Kalbinize iyi bakin, çünkü o bir tanedir.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#37
03-14-2019, 12:53 PM
Kalbin kan pompalama gücünün yetersiz oldugu ciddi bir hastaliktir. 

Vücuda yeterli kan akimini olmaz, akim bozuldugu için kalbe dönemeyen kan damarlarda birikir. 
Pompalama yetersizligi, kalbin kendi damarlarina ait hastaliklar, kalp kasi hastaliklari, kalp kapakçik hastaliklari, tansiyon yüksekligi ve alkole bagli olarak ortaya çikar. 
Insanlar, "yogun kalp akciger rehabilitasyon" programlarini (Egzersiz, beslenme aliskanliklarinin degismesi, düzenli ilaç kullanimi ve yasam tarzi degisiklikleri) ögrenerek kalp yetmezligi ile savasabilirler. 
Kalp yetmezligi belirtileri: 

Ayak bileklerinde sisme (Hasta yatalaksa sisme, sirtin alt kisimlarinda görülür) . 
Kesik kesik nefes alma(Genellikle çaba ile ve sirtüstü yatinca), 
Halsizlik, istah degismeleri, 
Gögüs agrilari, 
Kilo degisiklikleri, 
Nezle gibi hafif hastaliklara dirençsizlik. 
Tani : 

Merdiven çikarken ve ekzersiz halinde nefes darligi olur.Ileri dönemlerde yüksek yastikta yatma zorunlulugu ve geceleri nefes darligi görülür. Halsizlik ve nefes darligi hissedince doktora basvurmak gerekir. Bir seri test yapilir. 

Ejeksiyon fraksiyonu EF (kalbin her kasilmada ne kadar kan alip pompaladiginin ölçülmesi sonucu elde edilen deger) 
O2 tüketimi testleri (kalp ve akcigerlerin vücuda O2 saglamak için nasil çalistigini belirleyen testler) 
Kalp yetmezliginin anahtar belirtilerinden bir tanesi "efor kapasitesi " azalmasidir.Bunu anliyabilmek için kalp-akciger ekzersiz testleri yapilir.Bu testler kalbin, akcigerlerin,kan damarlarinin ve kaslarin bir arada çalismalari hakkinda bilgi verir.Bilgisayar yardimiyla yapilan bu testte, VO2 max adi verilen bir deger elde edilir.Bu deger, hastanin maksimal ekzersizdeki O2 tüketimini verir. 



Kalp hastalarini gündelik yasam sartlarina göre siniflandirma: 
Sinif 1 

Kisinin hayatinda hiçbir kisitlama yoktur. Gündelik hayatindaki fiziksel çabalar asiri yorgunluk, nefes darligi ve çarpinti yaratmaz. 

Sinif 2 

Gündelik hayatindaki fiziksel çabalarda çok hafif sinirlanma vardir. Yorgunluk, nefes darligi , çarpinti veya angina(Gögüs agrisi) olusur. Istirahatte hastalar rahattir. 

Sinif 3 

Gündelik hayatindaki fiziksel çabalarda bariz sinirlanma vardir. Hastalar istirahatte rahat olduklari halde normal fizik çabalardan bile düsük bir hareketle semptomlar(belirtiler) olusur. 

Sinif 4 

Herhangibir hareketi rahat yapamazlar.Istirahatte bile kalp yetmezligi bulgulari vardir.En küçük fizik çabada rahatsizlik artar.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#38
03-14-2019, 12:54 PM
Koroner anjiografi, özel bir kamera ile kalbinizin atar damarlarının incelendiği bir röntgen

film çekimidir. İşlemi kateter laboratuarında gerçekleştirilir. İşlemi gerçekleştiren doktorunuz

kolunuzdaki veya bacağınızda büyük atar damarların birine ince küçük bükülebilir bir boruyu 

(katater) yerleştirir. Daha sonra kalbinizi besleyen küçük atar damarların (koroner damarlar) 

çıktığı en büyük atar damara (aorta) kadar ilerletir. Daha sonra katater koronerlerin aortaya

giriş yerlerine yerleştirilerek, koroner arterlerinize, boyalı bir madde verilir. Böylece çekilen 

filmlerde koroner damarlarınız görüntülenebilir ve hangi bölgelerinde ne kadar darlık olduğu

tesbit edilebilir.




Anjiografi doktora hangi bilgileri verir? 

Anjiografi koroner arter hastalığı bulunup bulunmadığını gösteren en doğru yöntemdir. Damar sertliği nedeni ile koroner arterlerin hangi bölgesinin ne kadar daraldığını ve / veya tıkanığını tesbit edebilir. Kalp kateterizasyonu ile kalp kapaklarının ve duvarlarının işlevlerindeki kusurlar da gösterilebilir. Anevrizma (kalbin bir bölümünün, kalp krizi sonrası, dışarı doğru bombelenmesi) veya kalp delikleri gibi doğumsal kalp hastalıklaının teşhisi için de kullanılabilir.
Doktor kataterin nereye yönlendiğini nasıl görebilir? 

İşlem bir röntgen kamerası kullanılarak gerçekleştirilir. Doktorunuz, katateri bu kamera aracılığı ile görüntüleyerek yönlendirir. Siz kataterin bu hareketinin farkında bile olmazsınız.
Katater yerine yerleştirildikten sonra ne olur? 

Katater yerine yerleştirildikten sonra doktorunuz katater aracılığı ile vücudunuz için zararlı olmayan bir boyalı maddeyi, kataterin içersinden enjekte edecektir. Bu boya kan ile karıştığında, tüm koroner damar sistemimiz, röntgen kamerası tarafından görüntülenip kaydedilebilecektir. Doktorunuz değişik açılardan film kayıtları yaparken bu boyalı maddeyi birkaç kez enjekte edecektir.
Anjiografi sırasında ağrı duyacak mıyım? 
Katater laboratuarına girmeden önce biraz rahatlamanızı sağlayacak sakinleştirici 

bir ilaç verilecektir. Çoğu kişi işlem sırasında ağrı hissetmez. Bazı hastalar ise 

canlarının hafif acıdığını ifade etmektedirler. Aynı dişçide olduğu gibi işlemin 

uygulanacağı bölge lokal bir anestezik ile uyuşturulacaktır. Bu sırada bir iğne 

batması hissedeceksiniz. Boyalı maddenin enjeksiyonu ağrı hissi vermeyecektir.

Bu madde verilirken, sıcak basması ve kızarma hissedebilirsiniz. Bu his 20-30 saniye

sürecektir. İşlemin sonunda, kalbinizin içini görüntülemek için, daha büyük miktarda

boyalı madde verilecek ve bu sırada daha fazla sıcaklık hissedeceksiniz. Bu his acı

vermeyecek ve çok kısa sürede geçecektir.
atheroskleroz.jpg


Bazı kişilerde boyalı maddeye karşı allerji buna bağlı kaşıntı ve kızarıklıklar gelişmekte bu işlem sırasında verilen ilaçlarla tedavi edilebilmektedir. Daha önce allerji veya astım öykünüz var ise veya daha önce örneğin böbrek filmi veya diğer damarlarınızın filmi çekilirken allerjik reaksiyon gelişti ise işlemden önce bunu doktorunuza söylemelisiniz.
İşlem sırasında kısa süreli göğüs ağrınız olabilir. Olduğu takdirde doktorunuza haber vermelisiniz.
Boyalı madde neden gereklidir? 

Kalp ve koroner damarlar içersindeki kan röntgen filmi ile görüntülenemez. Boya veya kontrast madde, koroner damarları ve kalbin içini X ışınları ile görünür hale getirir.
ANJİOGRAFİ ÖNCESİNDE VE İŞLEM SIRASINDA YAPILMASI GEREKEN İŞLEMLER
Her hastanenin koroner anjiografi için uyguladığı olaığn işlemler değişiktir. Bu nedenle sorularınıza verilen cevaplar genelde uygulanan metodları tarif edecektir.
Bunlarda her hastaneye özgü değişiklikler olabilecektir.
Koroner anjiografi için hastaneye yatmam gerekecek mi? 

Evet. Koroner anjiografi için hastaneye yatış işlemlerinizin yapılması gerekmektedir. Ancak işleminizin günün erken saatlerinde yapılabildiği takdirde o gece de kalabilirsiniz.
İşlem nerede yapılıyor? 

Anjiografi, katater laboratuarı denilen özel donanımlı bir laboratuarda uygulanmaktadır.
İşlemden önce herhangi bir test yaptırmak gerekiyor mu? 

Doktorunuz gerekli testleri yaptıracaktır. İşlem için geldiğiniz gün daha önce yapılan tüm tetkikleri yanınızda getirmeniz gerekecektir. (Kan testleri, akciğer röntgeni, elektrokardiyogram var ise önceki anjiografi veya ameliyat raporlarınız vs.)
Anjiografiden önce yemek yiyebilir miyim? 

Doktorunuz bir gün önce yiyecekleriniz için size bilgi verecektir. Sürekli kullandığınız ilaçlar var ise bunları anjiografi sabahı alıp almayacağınızı doktorunuza sorun. Genellikle işlemin uygulanacağı gün, sabah kahvaltı etmeden gelmeniz gereklidir. Şeker hastası iseniz, sabah kan şekerin düşürücü ilaçlar alıyorsanız, ilacınızı almadan aç olarak geliniz ve gelir gelmez durumunuzu hemşirenize bildiriniz. Anjiografi hemen yapılmadığı takdirde, kan şekerinizin çok düşmemesi için hafif bir öğün yemenize izin verilecektir.
Anjiografiye nasıl hazırlanmalıyım? 

Anjiografi için hangi alanın kullanııacağına bağlı olarak kol veya bacak, kasık traşı olmanız ve o bölgeyi temizlememiz gerekmektedir. Bu alan işlem sırasında tamamen steril (mikropsuz) bir örtü ile kapatılacaktır. Laboratuvar personeli de tamamen mikroptan arındırılmış giysi ve eldivenler giymiş olacaklardır. Dolaşımınızın daha iyi izlenebilmesi için tırnak cilalarınızın silinmiş olması gereklidir.
Laboratuvarın neresinde olacağım? 

Genellikle laboratuvarın ortasında yerleştirilmiş, bir muayene masasına yatmanız istenecektir. Bu masa filmlerinizi çeken kameranın hemen altında olacaktır.
Kamera hareket edecek mi? 

Evet. Damarları çeşitli açılardan görüntülemek için her poz alındıktan sonra kameranın yeri değişecektir. 
Laboratuvarda başka cihazlar var mı? 

Evet. İşlem sırasında kan basıncınızı ve kalp ritminizin izlendiği ekranlara bağlanacaksınız.
İşlem sırasında uyanık mı olacağım? 

Test sırasında doktorunuzun sorduğu soruları cevaplamak için uyanık olacaksınız. İşlemden 1 saat önce gevşemenizi sağlayacak sakinleştirici bir ilaç verilecektir. Ancak bu sizi uyutmayacaktır. Filmler çekilirken derin nefes alıp, nefesinizi tutmanız istenecektir. Bundan sonra nefes almanız veya öksürmeniz istenebilir.
Neler olup bittiğini görebilecek miyim? 

Evet. İstediğiniz takdirde işlemin bir kısmını televizyon ekranından izleyebilirsiniz. Zaman zaman işlemi yapan ekip elemanları görüntünüzü engellese de ekranda kalbinizin hareketini koroner damarlarınızı görebilirsiniz.
Katater ne zaman uygulanacak? 

Kataterin girişini hiç hissetmeyeceksiniz çünkü kataterin uygulandığı alan daha önceden uyuşturulmuş olacak. İşlemin başladığını ilk kez ekranda kalbinizi gördüğünüzde anlayacaksınız. Bunu hissetmeden önce doktorunuz size haber verecektir.
Kataterin, boyalı maddeyi iletmekten başka işlevi var mı? 

Evet. Bir ölçüm cihazına bağlanarak, katater aracılığı ile kalp boşluklarında ve büyük damarlardaki basınçları ölçülebilir. Yine boşluklardan kan örnekleri alınarak, oksijen miktarları ölçülebilir.
Anjiografi işlemi ne kadar sürecek? 

Her bir katater için gereken süre değişiktir. Hasta ile ilgili kişisel faktörlere, doktorun ne aradığına ve başka diğer faktörlere bağlıdır..
İŞLEMDEN SONRASI
Katater ne zaman çıkarılacak?
İşlem bittiğinde katater yerinden çıkartılarak, kanamayı önlemek için kataterin uygulandığı alana basınç uygulanacaktır. Uygulama alanı kasıkta ise, bir süre bunun üzerine, yine kanamayı önlemek için kum torbalaıı konacaktır. 6-8 saat süre ile bu bacağı haraket ettirmeden yatmanız gerekecektir. Katater uygulanan alan kol ise buraya sıkı bir sargı uygulanacaktır.
Anjiografiden hemen sonra ne olacak?

Katater laboratuvarından yatağınıza döndüğünüzde doktorunuz da onayladığı takdirde hemen yemek yiyebilirsiniz. Uyuyabilirsiniz. Ancak zaman zaman hemşireniz, kan basıncınız, nabız ve katater uygulanan yerin muayenesi için sizi uyandırabilecektir.
Anjiografiden sonra ağrı duyacak mıyım?

Kataterin uyguladığı bölgede hassasiyet ve rahatsızlık hissi duyabilirsiniz. Bu sizi çok rahatsız ediyor ise doktoronuza veya hemşirenize haber veriniz. Sizi rahatlatacak bir ağrı kesici verecektir. Uygulama alanında morluk ve hafif şişlik hissederseniz paniğe kapılmayın. Bu renk deıişikliıi genişlerse veya başka bir rahatsızlık hissederseniz bunu hemşirenize haber vermekten çekinmeyin.
ANJİOGRAFİ SONUÇLARI

Doktorunuzun size anlatacaklarını tam olarak anlayabilmeniz için kalbin basitçe nasıl işlediğini anlamak gerekir. Vücudun alt ve üst bölümlerinden gelen kan, toplar damarlar (venler) aracılığı ile sağ kalbe gelmekte ve sağ kulakçığıa dolmaktadır. Daha sonra, bir kapaktan geçerek, daha aşağıda bulunan bir başka boşluğa, sağ karıncığa dolmaktadır. Sağ karıncıktan akciğere pompalanarak burada karbondioksit içeriğini boşaltıp, oksijenlenir. Akciğerde oksijenlenen kan bu kez kalbin sol odacıklarına gelerek, kalpten çıkan büyük damar (aort) aracılığı ile tüm vücuda pompalanır.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#39
İcon16  03-14-2019, 12:54 PM
Kalp pilleri (pacemaker), kalbin ritmini oluşturan ve düzenleyen elektronik cihazlardır. İlk çıkış amacı kalbin yavaş atması sonucu gelişen rahatsızlıkları tedavi amacını taşırken son yıllarda ritim bozukluklarında (antitakikardik pacemaker'ler ve takılabilir kardiyoverter-defibrilatör piller -ICD-) ve kalp yetmezliğinde de kullanılmaya başlanmıştır (biventriküler pacemaker'ler). 


Kalıcı kalp pilini gerektiren durumları inceleyelim:

Sinüs düğümü hastalığı:

Hasta sinüs sendromu olarak da adlandırılır. Bu durum, kalbin normal uyarı oluşturan hücreleri (sinoatrial düğüm veya sinüs düğümü) görevini yeteri kadar iyi yapamadığı zaman ortaya çıkar. Kalp hızında çoğunlukla yavaşlama bulunur. Çeşitli aritmiler ve bu arada hızlı ritimler de (takikardi) olabilir. Hastalarda efor ile yeteri kadar kalp hızı yükselmez. Kalıcı kalp pili uygulamasının önde gelen nedenidir.


Hasta sinüs sendromunda EKG. Bu sendromda zaman zaman yukarıda görüldüğü gibi kalp ritminde duraklamalar veya bazen de kalp hızında yavaşlamalar görülür. Bu dönemlerde hastalarda bayılma, bayılacakmış gibi olma, halsizlik, yorgunluk gibi şikayetler olur. Bu şikayetlerin olduğu hastalarda kalıcı pil takılarak yavaşlamış kalp hızı normale döndürülür. 

Eğer kalp hızı dakikada 40’ın altına düşmüş ve belirti ve şikayetler açık bir şekilde bradikardiye bağlanıyorsa kalp pili hemen daima önerilir. Eğer kalp hızı dakikada 40’ın üzerindeyse ve zaman zaman bradikardiye işaret eden şikayet ve belirtiler varsa da kalp pili önerilebilir. Anormal olarak yavaş kalp ritimleri olsa bile şikayeti olmayan hastalar genellikle kalp pili adayı değildirler

Kalp blokları:

Kalp pili uygulamalarının ikinci en sık nedenidir. Kalp blokları, kalpte iletim sisteminin her kademesinde olabilirse de en çok probleme, atrioventriküler düğüme ait olan atrioventriküler (AV) bloklar neden olur. AV bloklar, birinci, ikinci ve üçüncü derece olmak üzere 3 tiptir. En ağır şekli 3. derece olandır. Buna AV tam blok da denir. Bu blok şeklinde sinüs düğümünden çıkan uyarılar AV düğümden aşağı geçemez, ve böylece ventriküllerin kasılması için uyarı aşağı inemez. Eğer AV düğümün ilerisinden başka bir noktadan yeni uyarı çıkışı olmaz ise bu durum hayatla bağdaşmaz. Böyle bir durumda çoğunlukla vücudun hayatta kalma mekanizmaları devreye girer ve bloğun ilerisinde bir odak, uyarı çıkarma görevini üstlenir. Ancak çıkan bu uyarılar, sinüs düğümünden çıkanlara göre az sayıdadır ve insanın yaşamını normal olarak devam ettirmesi için yeterli değildir. Bu durumda kalp pili takılarak uygun kalp hızı sağlanır. 

Sık görülen AV blok nedenleri içinde; kalp krizi, iletim sisteminin dejeneratif hastalığı, ilaçlar, ameliyat veya ablasyon komplikasyonları sayılabilir.

Karotis sinüs aşırı duyarlılığı (hipersensitivitesi):

Boyunda beyine giden atardamarın (karotis arter) 2'ye ayrıldığı yere karotis sinüs denir. Bu bölge, vücutta kan basıncının ayarlandığı yerlerden biridir. Kan basıncı yükseldiği zaman burada bulunan basınca duyarlı hücreler (baroreseptörler), beyindeki basınç merkezi ile haberleşerek atardamarların etrafındaki düz kasları gevşetir ve böylece atardamarlar biraz genişleyerek yükselmiş olan kan basıncını düşürmeye çalışır. Ancak bazen bu hücrelerde aşırı duyarlılık gelişir. Bu durumda boyun bölgesine olan temas veya hafif basınçlarda (dar yakalı gömlek giymek, boyun hareketleri, tıraş olurken bu bölgeye temas vb) bu hücreler yanlış olarak kan basıncı yükseldi zanneder ve kan basıncı ve bazen de ek olarak kalp hızı düşürülür. 

Kalp Pillerinin Yapısı:

Genel olarak, bir kalp pili 2 bölümden oluşur:

Elektrik uyarılarının oluşturulduğu ve pilin beyni olan kısım: Jeneratör

Elektrik uyarılarını kalpte uyarının gideceği yere kadar ileten tel (veya kablo) kısım: Elektrod


Bir kalp pili 2 ana parçadan oluşur. Jeneratör ve elektrod. Jeneratör ise batarya, elektronik aksam ve bunları kapatan ****l bir koruyucudan oluşur.

Jeneratör yaklaşık olarak 5-6 cm genişliğinde ve 90-100 gr ağırlığında küçük bir kutudur. Hatta Bazı jeneratörler daha küçük olabilir (2.5 cm çapında ve 40-50 gr ağırlığında). Elektrik üreten bu kısım batarya ile çalışır ve çoğu 5-10 yıl giden lityum bataryalar kullanır. Batarya bittiğinde, bütün jeneratör yenisiyle değiştirilir. Jeneratör yavaşlayan kalp atışlarını düzelten elektriksel uyarılarının oluşturulmasından sorumludur. 

Kalbin normal çalışması da minik elektrik akımları ile olduğundan, jeneratörün ürettiği elektrik akımı elektrod ile kalbe (çoğunlukla sağ ventriküle) taşınır ve kalbin uyarılmasını dolayısı ile kasılmasını sağlarlar. Jeneratöre iliştirilmiş bir veya daha fazla elektrod, genellikle platinden yapılmış olup, silikon veya poliüretan kaplama ile izole edilmiştir. Teller, jeneratörden çıkan elektriksel uyarıları taşırlar. Her bir telin ucunda ****l bir kısım vardır. Böylelikle, elektriksel uyarılar, jeneratörle oluşturulur ve elektrodlarla kalp ile teması sağlanır. 

1960'larda kalp pillerinin ilk kullanılmaya başlanmasından sonra uzun bir zaman kalp pillerinin tek formu tek odacıklı kalp pili idi (tek kablolu veya basit kalp pili olarak da adlandırılır). Tek odacıklı kalp pilinde elektrod, sağ atriyum veya sağ ventrikülden herhangi birine bağlanabilir ve kalbin yalnızca bir odacığını uyarır.


1990'ların başlarında ise iki odacıklı (iki elektrodlu) kalp pillerinin kullanımları daha yaygın hale gelmiştir. İki odacıklı model, Her iki odacığı uyaracak şekilde, sağ atriyuma ve sağ ventrikülün her ikisine de ayrı ayrı elektrod gönderir. İki odacıklı model, doktorlar tarafından da sıklıkla tercih edilen, kalbin doğal çalışmasına daha çok benzeyen, atriyum ve ventriküllerin senkronize kasılmasını sağlayacak şekilde çalışır.

Buna karşılık tek odacıklı kalp pillerinin daha kompleks modellerden yaklaşık 6 ay daha uzun sürdüğü tespit edilmiştir. Ayrıca daha ucuzdurlar ve yerleştirilmeleri ve takipleri daha kolaydır.

Daha yeni olan iki odacıklı kalp pillerinin tek odacıklı olanlardan daha iyi olduklarına dair tartışmalar sürmesine rağmen, çoğu uzman iki odacıklı kalp pillerini çoğu hastasına (kronik atriyal fibrilasyonlu olanlar hariç) tercih etmektedir.

Kalp pilleri takılış amacına göre 2'ye ayrılır: 

Geçici kalp pili

Geçici kalp pilleri acil durumlarda veya anormal kalp ritmi altında yatan nedenin düzeleceği bekleniyorsa (örn. ilaca bağlı kalbin yavaş çalışması) kullanılır. Ayrıca kalıcı kalp pili yerleştirilinceye kadar yeterli kalp hızını sağlamak için de kullanılır. Geçici kalp pili uygulaması kalp krizi hastalarında, takikardisi olan hastalarda, açık kalp cerrahisi sonrası ve diğer durumlarda da gerekebilir. 

Geçici kalp pillerinde jeneratör oldukça büyüktür ve vücut dışındadır. Kalp ile bağlantısını elektrod sağlar. Geçici olduğu için uzun süre bırakılmaz. Olayın kalıcı olduğu düşünülüyorsa çıkarılarak kalıcı kalp pili takılır.

Kalıcı kalp pili

Pil takılmasını gerektiren olayın kalıcı olduğu düşünülen durumlarda kullanılır. Jeneratör, göğüs veya karına derinin altında bir cep oluşturularak yerleştirilir. Ancak çoğunlukla göğüs duvarının sol tarafına konur. Eğer göğüs duvarına yerleştirilecekse hastaların hangi tarafa pilin yerleştirilmesine ait tercihi sorulabilir. 

Kalp pili nasıl takılır?

Pil yerleştirilmesi için, hastadan veya yakınlarından bilgilendirilmiş onam alınır. 

Geçici kalp pili yerleştirilmesi:

Geçici kalp pili uygulamaları, genellikle hastalar ilişkili kalp rahatsızlıkları nedeniyle hastanede yatıyorlarken gerçekleştirilir (örn. kalp krizini takiben). İşlem hastanın odasında veya kateter laboratuarında gerçekleştirilir. Sakinleştirici (gerekiyorsa) ve bölgesel uyuşturucu uygulandıktan sonra boyun veya kasık bölgesine küçük bir kılıf yerleştirilir. Jeneratörden gelen elektrod bu kılıfın içinden geçirilerek kalbe ulaştırılır. Gerekirse elektrodun kalpte uygun yere yerleştirilmesi x ışınları (skopi) ile sağlanır. Dışarıdaki kalp pili uygun görülen bir yere sabitlenir. Hastalar bu birime dokunmamalı ve geçici pil kullanımda olduğu sürece aktivitelerini sınırlamalıdırlar. 

Nadir ama gerekli durumlarda geçici kalp pili, hastanın göğüs duvarından geçen bir iğneyle veya daha nadir olarak yemek borusundan kalbe bağlanır.

Kalıcı kalp pili yerleştirilmesi:

Kalıcı kalp pili uygulaması daha invazif (kanlı) bir işlemdir ve küçük cerrahi işlem olarak kabul edilir. Kalıcı kalp pili uygulaması, kardiyak kateterizasyon laboratuarında, elektrofizyoloji laboratuarında, hastane ameliyat odasında, ya da ayaktan hasta cerrahisi bölümünde gerçekleştirilebilir.



Kalp pili 

Hastanın kalp hızı ve kan basıncının monitorize edildiği bu işlemde hastaya bölgesel uyuşturucu (lokal anestezik) verilir. Uygulama alanı temizlenir ve tıraşlanır. Kalp pilinin uygulanmak istediği yere göre iki yöntemden biri kullanılır:

Eğer kalp pili göğüs duvarına yerleştirilecekse (endokardiyal yerleştirme), küçük bir cerrahi cep oluşturmak için köprücük kemiğinin hemen aşağısına küçük bir kesi yapılır. Jeneratörden gelen kablolar üst göğüs kısmındaki bir toplardamardan geçirilerek görsel olarak X-ışını rehberliğinde sağ atriyuma veya sağ ventriküle yerleştirilir. Elektrodun uç kısmı özel vida şekilli ucuyla kalbin iç yüzüne tutturulur. 



Pil elektrodları

Eğer birden fazla elektrod varsa işlem tekrarlanır. Jeneratör, köprücük kemiğinin aşağısında açılan cebe yerleştirilir. Yerleştirme işlemi sonrası deri dikişlerle kapatılır. Böylelikle pile ait hiçbir şey dışarıdan görülmez. Tüm işlem yaklaşık 1 saat sürer. 



Burada çok önceden sağ tarafta köprücük kemiği altında deri altına yerleştirilmiş bir kalp pilini deri altında bir kabarıklık olarak görüyoruz. Deri altı yağ tabakası fazla olan hastalarda bu kabarıklık da olmayabilir ve dışarıdan pil takıldığı hiç farkedilmeyebilir. 

Seyrek olarak uygulanan ve epikardiyal yerleştirme (kalbin dış kısmı) olarak bilinen bir işlemde ise elektrod kalbin dış yüzeyine yerleştirilir. Bu yöntem kullanıldığında, cerrah göğüs duvarını açar, elektrod kalbin yüzeyine yerleştirilir ve jeneratör üst karında derinin altına yerleştirilir. Bu alternatif, sadece kalbin iç yüzeyine ulaşmak için kabloların toplardamarlardan geçmesine uygun olmadığı durumlarda kullanılır (örn. bazı doğumsal kalp hastalıklarında veya hasta çocuksa).

Yerleştirme işleminden sonra: 

Yerleştirmeden kısa bir süre sonra, cihazın düzgün yerleştirildiğini kontrol etmek için göğüs röntgeni alınır. Göğüs üzerine konan programlama cihazı ile kalp pili programlanması yapılabilir. Bu işlem sırasında hasta hiçbir şey hissetmez. 

Hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre, kalıcı kalp pili uygulaması sonrası kısa süreli hastanede yatış tavsiye edilir. İşlemden hemen sonraki dönemde hastanın uygun aktivite düzeyine yönelik öneriler doktoru tarafından anlatılır. Elektrodun yerinden oynamaması için hastalar temaslı sporlardan, ağır kaldırmaktan, kalp pilinin bulunduğu taraftaki kolun şiddetli hareketlerinden sakınmalıdırlar. 

Dikiş yeri kapandıktan sonra dikiş yerinde belli bir süre sertlik olabilir. Ancak yara iyileştikçe sertlik kaybolur. Ancak, enfeksiyona ait her hangi bir işaret ( akıntı, cerrahi yaranın iltihabı) varsa hemen işlemi yapan doktora bildirilmelidir. Dikiş yeri tam olarak iyileşinceye kadar (7-10 gün) hasta dikiş yerine dikkat ederek ve bu bölgeyi kurulayarak yıkanabilir, duş alabilirler.

Uygulamadan yaklaşık olarak bir veya iki hafta sonrasında hasta kontrole çağırılır. Kontrolde gerekli ise dikişler alınır, dikiş yeri enfeksiyon bulguları yönünden incelenir. 

Kalıcı kalp pili olan hastalar, acil durumlarda yanında olması için sürekli bir kalp pili kimlik kartı taşımalıdır. Bu kart, pil takıldığı gün hazırlanır ve hastaya verilir. 

Sonraki pil kontrolleri yaklaşık iki ay sonra ve takiben her 6 veya 12 ayda bir yapılır. Bu kontrollerde pilin çalışması jeneratörün geri kalan ömrü gibi çeşitli özellikler incelenir. 

Kalp pili yerleştirilmesinin potansiyel riskleri

Ciddi komplikasyonlar nadir olarak görülür, vakaların %1-2 sinde meydana gelir. Bazıları şunlardır:

Ciddi morluk veya kanama

Pıhtı oluşumu

Kan damarının yırtılması

Akciğer veya kas dokusuna iğne travması

İnme

Kalp krizi

Göğüs duvarı ve akciğer arasındaki boşluğa hava kaçması 

Kalpten bir elektrodun çıkması

Enfeksiyon

Kalp pili çalışma bozukluğu

Hastalar şu belirti ve şikayetleri doktorlarına hemen haber vermelidirler:

Dikiş yerinde kızarıklık, ısı artışı, hassasiyet veya şişme, ateşle birlikte veya tek başına

Yara yerinden akıntı, tek başına veya ateşle birlikte

Kollarda bacaklarda, el ve ayak bileklerinde şişme (ödem)

Artan nefes darlığı, uzamış hıçkırık veya zor nefes alma

Uzamış zayıflık veya yorgunluk

Bayılma, baş dönmesi, göz kararması

Hızlı kalp atımı (çarpıntı)

Kas seğirmeleri

Göğüs ağrısı

İşlemden önce var olan herhangi bir şikayetin tekrarlaması

Yerleştirme işlemini takiben, takılan kalp piline ait temel bilgileri ve acil durum talimatlarını içeren bir kart hastaya verilecektir. Bu kart her zaman hastanın yanında muhafaza edilmelidir. İlave olarak, hastalar pillerinin marka ve modellerini ezberlemelidirler. Mekanik problemler nadir olmasına rağmen, bu bilgi üretici tarafından kalp pilinin toplatılması durumunda hastanın işine yarayacaktır. 

Kalp pili fonksiyonunu etkileyen cihazlar ve değiştirilmesi

Kalp pili ile etkileşebileceğine dair bir çok elektriksel cihaz için söylentiler vardır. Ev güvenlik sistemleri, mikrodalgalar, telsiz telefonlar, elektrikli battaniyeler, elektrikli tıraş makinaları, ısıtıcı pedler, televizyonlar ve uzaktan kumandalar, bilgisayarlar ve saç kurutma makinaları gibi ev eşyaları ve tamirinde kullanılan çok yaygın ev içi uygulamalar kalp pilinin işleyişine önemli bir risk teşkil etmezler. Bu cihazların bazıları nadiren tek atımlarla etkileşime yol açarken, pil ritimlerini engelledikleri veya değiştirdikleri gösterilmemiştir. Hastalar bu ve diğer cihazlarla ilgili sorularını doktorlarına danışmalıdırlar. Ayrıca diş müdahalelerinde veya tıbbi girişim yapılmadan önce hastalar işlem hakkında doktorlarını bilgilendirmelidirler.

Şu durumlara özellikle dikkat edilmelidir:

****l dedektörler

Havaalanlarında, adliye binalarında ve diğer bazı yüksek güvenlikli yerlerde hastalar tanıtım kartlarını göstermeli ve elle aranmalarını istemelidirler. Hastalar, kalp pilinin fonksiyonlarıyla geçici olarak etkileşebileceklerinden ****l dedektörlerinden geçmemeli ve elle kullanılan tarayıcıların göğüs bölgesine tutulmasına izin vermemelidirler. Dedektör başlığı ile pacemaker arasında en az 60 cm olmalıdır.



Kalp pillerinin ****l detektörlerinden uzak tutulması gereklidir. 

****l dedektörler alışveriş mağazalarının girişlerinde ve görülmeyecek bir şekilde kullanılıyor olabilirler. Bu cihazlardan kaynaklanan problemler nadir rapor edilmesine rağmen, kalp pili olan hastaların alışveriş güvenlik kapısında oyalanmamaları önerilir.

X ışınları pacemaker fonksiyonlarını etkilemez. 

Cep telefonları

Kulağa yakın tutulduklarında nadiren kalp piliyle etkileşmektedir. Yakın zamandaki bir çalışmada, kalp pili üzerine cep telefonu konulan hastaların %13 ünde etkileşim görülmüştür. Etkileşim, telefon ve kalıcı pilin modeline göre değişir. Etkileşim riski çift odacıklı kalp pillerinde ve digital cep telefonlarında daha fazladır. Etkileşimden sakınmak için, hastalar hemen daima cep telefonlarını (kapalı dahi olsa) pil jeneratörlerinden en az 15 cm uzakta tutmalıdırlar. Cep telefonlarının kalp pilinin bulunduğu yerin zıt tarafındaki kulağa tutularak kullanılması tavsiye edilir.

Magnetik rezonans görüntüleme testi (MRI)

Bu tanısal amaçlı tetkik sırasında üretilen radyo ve magnetik dalgalar kalp pili fonksiyonlarını önemli derecede etkilemektedir. Bazı çalışmalarda MRI’nın kalp pilleri üzerinde çok az etkisi olduğu bulunmuş ise de çoğunlukla hastalara bu testlerden ve bu testleri yapan cihazlardan sakınmalıdırlar. 

Güçlü elektriksel alanlar

Hastalar güçlü elektriksel alan oluşturan aletlerden ve böyle mıntıkalardan kaçınmalıdır. Bunlar yüksek gerilim hatları, eğlence parkı hatları ve dağılımları, güç kaynakları, büyük mıknatıslar kullanan hurdalıklar veya zayıf korunmuş araba motorlarını içerir. Hastalar hiçbir zaman çalışır durumdaki bir araba motoruyla uğraşmamalıdır. Telsiz bilgisayar ekipmanları (wireless modem, bluetooth), telsiz mikrofon, telsiz telefon, radyo kontrol vericilerinin antenleri (uzaktan kumandalı araba, uçak vb.) pacemaker'dan en az 15 cm uzakta tutulmalıdır.

Manyetik alanlar

Mıknatıs pacemaker fonksiyonlarını geçici olarak bozabilir. Mıknatıs bulunan kaynak ile (örn. büyük hoparlörler) pacemaker arasında en az 15 cm mesafe bırakılmalıdır. Hidroelektrik santrallerinde dolaşılmamalıdır.

Hastaların yapmaması gerekenler

Pacemaker takılmış hastaların elektrikli testere ve kaynak makinası kullanmaması gerekir. 

Kalp pillerinin ömürleri ve tekrar değiştirilmeleri

Kalp pilinin bataryası jeneratör içinde saklı olduğundan batarya eğer tükenmeye yakınsa tüm jeneratörün değiştirilmesi gerekmektedir. En modern kalp pilleri bile, kalbin pile olan ihtiyacına göre her 5-10 yılda bir değiştirilmeyi gerektiren lityum bataryaları kullanır.

Kalp pilleri beklenmedik şekilde bitmez ve birdenbire çalışması durmaz. Pil ömrünün sonlarına doğru pil bitme işareti gönderir (end of life -EOL). Eğer bir batarya azalmış olarak çalışıyorsa rutin kontrollerde yapılan testlerle bu işaret algılanır ve jeneratör yenisiyle değiştirilir. Batarya azalmaya başladıktan sonra 6 ay sonrasına kadar kalp pilleri normal fonksiyon görmeye devam ederler. Onun için kontrollere zamanında gitmek son derece önemlidir. 



Pil programlayıcısı. Değişik piller için farklı cihazlar olmakla birlikte bu cihazlarda bir bilgisayar kısmı ile bir de pilin üzerine konan ve pil ile programlayıcı cihaz arasındaki haberleşmeyi sağlayan kısım (resimde sağ taraftaki kablolu cihaz) vardır. Programlayıcılar, hem pili sorgulayarak pilin mevcut ayarlarını, bataryasının durumunu değerlendirir, hem de pilin parametrelerinde değişiklik yapılmak isteniyorsa bunu pile iletirler. 

Kalp pillerinde gelecek

Biventriküler kalp pili: Bu yeni kalp pili spesifik olarak konjestif kalp yetmezliğini tedavi etmek için dizayn edilmiştir ve 2001 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinden (FDA) onay almıştır. Bu tedavi, kardiyak resenkronizasyon tedavisi olarak da adlandırılır. Kalbin pompalama etkinliğini iyileştirdiği, kalp yetmezliği ile ilgili şikayet ve belirtileri azalttığı gösterilmiştir. Bu piller de diğer kalp pilleri ile aynı tarzda göğüs duvarına yerleştirilir. Ancak her kalp yetmezliğinde bu piller önerilmez, hastanın yarar görmesi için bazı şartlar gereklidir. Bu kalp pilleri bir defibrilatörle kombine edilebilir 



Kaynak . Dr. Ahmet Alpan
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#40
03-14-2019, 12:55 PM
Kalbinizi riske atmayın! 
Rüzgara karşı yürümek, kalp hastalarını en az yokuş ya da merdiven çıkmak kadar yoruyor ve ani kalp krizlerine neden olabiliyor

Mersin Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Dr. Murat Dikmengil, göğüs ve kalp hastalıklarında en büyük tehlikenin rüzgara karşı yürümek olduğunu söyledi. 

Dikmengil, Akdeniz Bölgesi'nde ılıman bir iklim yaşanmasına rağmen özellikle sabahın ilk saatleri ve akşam üzeri aşırı rüzgarların hakim olduğunu açıkladı:

''Rüzgara karşı bırakın koşmayı yürümek bile tıpkı bir yokuş çıkmak ya da 
merdiven çıkmak gibi kalp hastalarını yorar. 

Tüm kalp rahatsızlığı bulunanlara, rüzgara karşı yürümekten kaçınmalarını ve böyle havalarda mümkünse evden çıkmamalarını öneriyoruz. Aksi takdirde ani kalp krizleri yaşanabilir.''

Dikmengil, sporun hangi dalı olursa olsun, kişinin sağlık durumuna göre 
yapacağı sporu seçmesi gerektiğini de söyledi.

Dikmengil, ''Bunun için bu hastalık için gerek yaşı gerekse ailesel öyküsüyle potansiyel görülen kişiler rutin kontrollerini mutlaka yaptırmalı'' dedi.

Birçok kişinin spor yapabildiği için kalp hastası olamayacağı yanılgısına 
düştüğünü belirten Dikmengil, ''Oysa, düzenli yürüyüş yapmak, ya da başka spor dallarıyla uğraşmak kalp hastalığı olmadığı anlamına gelmiyor'' diye konuştu.

Yaklaşan Kurban Bayramı'na da dikkati çeken Dikmengil, "Göğsünden şikayetleri bulunan ve kalp rahatsızlığı olanlar kesinlikle heyecanlanmasınlar, yorulmasınlar. Ayaklarını uzatarak dinlensinler. Hepsinden önemli aşırı yağlı yiyeceklerden kaçınsınlar'' dedi.

Dikmengil, kalp rahatsızlığı bulunan birine kesinlikle efor testi uygulanmaması gerektiğine de değindi:

"Efor testi, çok tehlikeli. Kalp hastası zaten efor testini kendi yapıyor. Hasta, "ben iki merdiven çıkınca kalbim, göğsüm ağrıyor" diyor. Bu hastayı efor testine almaya hiç gerek yok. Böyle durumlarda anjiyo yapılmalıdır.''

Kalp ve damar hastalıklarının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını söyleyen Dikmengil, kalp hastalığına karşı rutin aralıklarla kontrol yapılmasının ölüm oranlarının azaltılmasında önemli etken olacağını söyledi..
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
Toplam (4) Sayfa: « Önceki 1 2 3 4


  • Konuyu Yazdır


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  • Forum
  • Yetkililer
  • Üye Listesi
  • Takvim
  • Yardım
  • Yukarı Çık
Tam Görünüm
Konu Görünümü

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping