Ana Sayfa Portal Üye Listesi Takvim
Duyangelmis Bilgi Paylaşım ve Eğlence İçeren En İyi Türkçe Forum Sitesidir.
Giriş Yap - Üye Ol
  • Home
  • Duyangelmis Bilgi Paylaşım ve Eğlence İçeren En İyi Türkçe Forum Sitesidir.
  • ~ Genel Forum, Genel Bölümler ~
  • ~~ Sağlık Forum , Sağlık Forumları ~~
  • Beslenme Ve Diyet
  •  Diyet ve dengeli beslenme Bilgiler

Konu : Sitemize Hoş Geldiniz Lütfen Forum Kurallarını Okunuz . Konu : Mesaj Burda Yayınlanmasını İstiyorsanız İletişim Geçin Hemen Yayınlayalım. Konu : Sitemize Moderetör Alımı Başlamıştır Başvuru İcin Moderetor Alımı Konusunu Okuyunuz İyi Eğlenceler İyi Forumlar Yönetim. Konu : Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Edeple Gelen Lutufla Gider
Toplam (7) Sayfa: « Önceki 1 .. 3 4 5 6 7 Sonraki »
Sayfaya Git 
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Gösterim Stili
Sabit konu Diyet ve dengeli beslenme Bilgiler
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#41
03-03-2019, 09:14 PM
CILGIN YASAM 



Çılgın yaşam erkeklerin ömrünü kısaltıyor.

Gençlik yıllarındaki çılgın yaşam tarzı, alınan riskler ve heyecan tutkusu erkeklerin ölüm riskini kadınlara oranla iki kat artırıyor. 20 farklı ülkede yapılan araştırmalara göre erkeklerin ömrü kadınlarınkinden daha kısa.

Bunun nedeni ise hastalıklar ya da kötü alışkanlıklar değil; kadınların sosyal ve sağlık hizmetlerinden erkeklere oranla daha fazla ve daha iyi faydalanıyor olması. Araştırmanın Amerika daki ayağında erkeklerin erken ölümleri mercek altına alındı. 1998 yılı rakamlarına göre 50 yaşına kadar olan erkeklerin kadınlara göre ölüm riskinin iki kat fazla olduğu belirlendi. Bu risk erkekler 80 yaşına gelinceye kadar katlanarak artıyor.

KADINLARDAN 5 KAT FAZLA

Araştırmaya katılan uzmanlardan Randolph Nesse, New Scientist dergisine yaptığı açıklamada "Erkek olmak erken ölümlerin demografik nedenlerinin başında geliyor. Erkeklerin erken ölmeleri engellenebilirse kanser tedavisinden daha önemli bir adım atılmış olur" dedi. Nesse, Kolombiya da 20 yaşına kadar olan erkeklerin ölüm riskinin ise aynı yaştaki kadınlardan 5 kat daha fazla olduğunun tespit edildiğini açıkladı. Kadın-erkek arasında yaş, hastalıklar, erken ölümler, sosyal koşullar, sağlık hizmetleri gibi verilerin incelendiği araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında İrlanda, Avustralya, Rusya ve Singapur da bulunuyor.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#42
03-03-2019, 09:14 PM
DAHA MUTLU BİR YAŞAM İÇİN EVİNİZLE İLGİLENİN



Kendini daha iyi tanımak, ruhun derinliklerini keşfetmek ve mutsuzluk haline son vermek için ne yapmalı? Sürekli vurgulandığı gibi içsel bağlantı ya mı geçmeli? İyi bir içsel bağlantı kurmanın yolu nedir? Eğer genel bir mutsuzluk halinden, kendini ve gerçek sorunlarını keşfedememiş olmaktan şikâyetçiyseniz, çözümü bir de evinizde arayın. E.V.D.E. yani Ev Vasıtasıyla Değişim Etkinliği , Vivi Benreytan ın kişisel tecrübesinden yola çıkarak geliştirdiği bir teknik. Şu anda bu tekniği bir grup çalışması olarak Küre Yaşam Merkezi nde uygulayan Benreytan, evimiz ve eşyalar aracılığıyla kendi özümüzle bağlantı kurarak içsel bir yolculuğa çıkmanın yolunu gösteriyor. 


E.V.D.E. uygulamasının temelinde evimizin bizi yansıttığı ve evimizde bir değişiklik yaptığımızda bu değişimin bize geri yansıyacağı inanışı var. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Vivi Benreytan, aynı fakültede yüksek lisans yaptıktan sonra ABD ye eğitim almaya gitmiş ve Boston Lesley Üniversi-tesi nde ınterdisciplinary (disiplinlerarası) mastır tezi olarak E.V.D.E. çalışmasını vermiş. 


Eviniz sizin sembolünüz


Feng Shui felsefesinden de etkilenen Benreytan, Gestalt ve Dışavurumcu Sanat Terapisi eğitimlerinden kazandığı uzmanlıkla E.V.D.E. yi geliştirmiş. Bu çalışmada katılımcılara yaratıcı süreçleriyle temasa geçmeleri ve içsel bilgeliklerini ortaya koymaları için destek veriyor. Benreytan, çalışmanın amacını şöyle açıklıyor: 


"İnceledikçe evin, nasıl kendimizin sembolü olduğunu gördüm. Bazen içsel bağlantımızı kurmak hiç kolay olmuyor. Ben insanların evlerindeki bir obje yoluyla o bağlantıyı kurmaları, bir içsel yolculuğa çıkmaları için yol gösteriyorum. Benim teorimde şöyle bir şey var; bütünlük, su yüzüne çıkmayı bekleyen parçalarımızla temasa geçtiğimizde doğuyor. Yaşamla cebelleşmemiz ya da mutsuz hissetmemiz, o bağlantı koptuğu zaman oluyor. Bu yüzden, su yüzüne çıkmayı bekleyen eksiklerimize izin verdiğimiz zaman, huzurla ve mutlulukla daha kolay bağlantı kurabiliyoruz. Hayatımız daha rahat akıyor. Burada yapılan da tam olarak bir farkındalık yaratmak." 


E.V.D.E. çalışmasının uygulaması da son derece ilginç. Katılımcılar birbirleriyle tanıştıktan sonra bir daire oluşturacak şekilde sandalyelere oturuyor. 


Eşyayla mektuplaşma 


Vivi Benreytan önce onları meditasyon yoluyla gevşetip, hayallerinde kendi evlerine götürüyor ve yapacakları konusunda yönlendiriyor. Herkes hayalinde evinde geziniyor ve hangi oda çekiyorsa oraya giriyor ve o odadan kendisine yakın gelen bir objeyi seçiyor. Obje seçimi yapıldıktan sonra resim malzemelerinin olduğu bölüme gidiliyor ve herkes seçtiği objesinin resmini yapıyor. Sonra bu objeyle ilgili olarak sevilen birine bir mektup yazılıyor. Ardından aynı kişiye, objenin ağzından bir mektup kaleme alınıyor. Ve yeniden daire oluşturarak, diğerlerine çizilen resim gösterilip, neden bu objenin seçildiği anlatılıyor. 


Bu çalışma dört ya da altı toplantı olarak uygulanıyor. Dört seansın ücreti 300 milyon lira. Her seferinde başka bir objeyle çalışılıyor. Daha sonra bütün evi yansıtan bir çalışma yapılıyor. Ardından katılımcılar çocukluk evlerine gidiyor ve oradaki objelerin resmini yapıyor. Son olarak da hayal edilen ev çiziliyor. Bu tekniği kullanarak istediğiniz her yerde evinde olma hissini yaşamak mümkün. Örneğin işyerinde rahatsız bir ortamdaysanız, oradaki bir objeden yararlanarak evdeymiş hissini yaşayabilirsiniz.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#43
03-03-2019, 09:32 PM
DEPRESYON VE ALZHEİMER



Depresyon, yaşlılıkta alzheimer riski getiriyor. Ağır depresyon belirtileri gösteren yaşlılarda Alzheimer riskinin artabildiği saptandı. Chicago, Rush Alzheimer Hastalığı Merkezinde yapılan araştırmada, deneklerdeki yaşlılık belirtileri ile Alzheimer hastalığı arasındaki ilişki araştırıldı. 


65 yaşın üzerinde 651 denek üzerinde 7 yıl süren araştırmada, ağır depresyonun, deneklerde Alzheimer riskini önemli oranda artırdığı, bilme ve kavramayla ilgili rahatsızlığı ise hızlandırabildiği belirlendi. 


Araştırmada, deneklerin 8 de 1 inde depresyon saptayan uzmanlar, deneklerin 108 inde Alzheimer olduğunu gözledi. Uzmanlar, depresyonun yol açtığı her bir ayrı rahatsızlığın, Alzheimer riskini yüzde 20 artırabildiğini belirlediler. 


Konu ile ilgili yorum yapan uzmanlar, yaşlılarda depresyon tedavisinin önemli olduğunu, kendilerini yalnız hisseden yaşlılarda depresyon riskinin artabildiğini belirttiler.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#44
03-03-2019, 09:32 PM
DUSUK BELLI KOT ZARARLI 



Genç kızların rağbet ettiği göbeği açıkta bırakan düşük belli kot pantolonların sağlık açısından zararlı olduğu açıklandı.

ABD de yayımlanan New York Post gazetesinin haberine göre, genç kızların yaygın şekilde giydikleri düşük belli ve göbeği açıkta bırakan kotlar, belkemiğinin altındaki sinirlere baskı yaparak kalçalarda paresthesia adı verilen bir yanma hissine neden oluyor.

Gazetedeki habere göre, Kanada da yayınlanan Canadian Medical Association Journal isimli tıp dergisine bir makale sunan Dr. Malvinder Parmar, göbeği açıkta bırakan kot giyen genç kızları uyararak, eski moda yüksek belli pantolonlara yönelmeleri çağrısında bulundu.

Düşük belli kotların sinirlere baskı yaparak ağrıya neden olduğunu, kalçalarda yanma hissi yarattığını ve belkemiğinde hassasiyete yol açtığını belirten Kanadalı doktor, özellikle arka cepte taşınan kalın cüzdanın bu ağrıyı daha da arttırdığını kaydetti.

Dr. Parmar, kısa süre önce kendisine kalçalarda yanma ve ağrı hissiyle başvuran hafif kilolu 3 genç kadının da 6 ila 8 ay süreyle düşük belli kot giydiklerine dikkat çekerek, bu hastaların 4 ila 8 hafta bol kesimli pantolon giydikten sonra hiçbir şikayetleri kalmadığını belirtti.

Tüm dünyanın yanı sıra New York ta da son derece moda olan düşük belli kotları satan mağazalar ise Kanadalı doktorun uyarısını fazla ciddiye almadılar.

New York un Broadway caddesindeki Jean Outlet mağazasının yöneticisi Michelle Hachey, Genç kızlar belki biraz acı çekiyorlar ama bu kotlarla çok da güzel oluyorlar diye konuştu.

ABD de hip-hop türü müzik yapan şarkıcıların yanı sıra Mariah Carey, Christina Aguilera ve Gwyneth Palthrow gibi yıldızların da katkısıyla düşük belli kot pantolonlar, genç kızlar arasında yaygın olarak giyiliyor.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#45
03-03-2019, 09:33 PM
DUYGUSAL HAFIZA 



Kadınların, duygusal hafızalarının erkeklerinkinden iyi olduğu bildirildi. Amerikalı bilim adamlarının 24 kadın ve erkek üzerinde yaptığı araştırma, kadınların, kendilerine bir kez gösterilen duygusal içerikli ve sıradan fotoğrafları 3 hafta sonra erkeklerden yüzde 15 oranında daha iyi hatırladığını ortaya koydu.

Proceedings of the National Academy of Sciences da yayımlanan araştırma, kadın beyninde fotoğraflardaki duygusal sahnelere verilen sinirsel tepkinin de erkeklere oranla daha fazla olduğunu gözler önüne serdi.

Araştırmanın yazarı New York Stony Brook Üniversitesi nden yardımcı profesör Turhan Canlı, fotoğrafları duygu derecesine göre 3 kategoriye ayıran erkeklerin sıradan fotoğraflardaki silah imgesini tarafsızlıkla hatırladığını, ancak kadınların bu imgeye çok olumsuz tepki gösterdiğini söyledi.

Canlı, ceset, mezar, ağlayan insanlar ve kirli tuvaletler gibi sahnelerin yer aldığı fotoğrafların da kadınlarda aşırı duygusal tepkiye yol açtığını kaydetti.

Araştırma kapsamında, 3 hafta sonra fotoğraflar içinde aşırı duygusal bulduklarını seçmeleri istenen erkeklerin, fotoğrafların yüzde 60 ını, kadınların ise yüzde 75 ni hatırladığı belirtildi.

Canlı, araştırmanın, depresyonun kadınlarda daha çok görülmesinin biyolojik nedeninin bulunmasına yardım ederek, kadın beyninin, duyguları daha iyi algıladığını ve hatırladığını ortaya koyduğuna işaret etti.

Araştırmanın, kadınların, evlilikteki tartışmaları erkeklerden daha iyi hatırladığı yönündeki yaygın kanıyı desteklediği de kaydedildi.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#46
03-03-2019, 09:33 PM
DÖVME (TATUAJ)



Özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşan ve cilt altına enjekte edilerek kalıcı renk değişikliği sağlayan dövmenin birçok hastalığa davetiye çıkarttığı bildirildi. 


"İşlem sırasında kanamalara yol açılması, iğnelerin birden fazla kişide kullanılması, işlem sırasında ve sonrasında hijyenik şartların sağlanmaması ve en önemlisi uygulayan kişilerin sağlık konusunda eğitimsiz ve lisanssız olması nedeniyle sterilite kurallarına uyulmadığından Hepatit B, Hepatit C, AIDS ve benzeri kan yoluyla bulaşan hastalıkların yaygınlaşmasına sebep olmaktadır"
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#47
03-03-2019, 09:33 PM
E-MAILLE DERTLERINIZI PAYLASIN 



Derdini elektronik posta ile paylaşanlar psikolojik olarak rahatlayabiliyor.

ABD’de Teksas Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, sorunlarını ve yaşadıkları sıkıntıları elektronik posta yoluyla arkadaşlarıyla paylaşabilenlerin psikolojik olarak rahatladıkları ortaya çıktı.

Öğrenciler arasında yapılan araştırmada, sorunlarını elektronik posta yoluyla yakınlarına ve arkadaşlarına bildirenler, elektronik posta yazışmalarında rutin konulara yer veren deneklere göre psikolojik olarak daha sağlıklı bulundu.

Dr. William Grazino, duygusal sıkıntılar içinde olan deneklerin, elektronik posta yoluyla dertleşmeleri sonucunda, birkaç haftada sağlıklarına kavuşabildiklerini belirtti. Özellikle farklı yollar kullanarak dertleşebilenlerin ruh sağlıklarını daha kolay kontrol edebildiklerini kaydeden uzmanlar, internet teknolojisinin bu açıdan eşsiz bir kaynak olduğunu ifade ettiler.

Araştırmadan önce sorunları nedeniyle derslerinde başarısız olan öğrencilerin, sorunlarını elektronik posta yoluyla paylaşmalarından sonra yeniden başarılı oldukları gözlendi.

150 öğrenci arasında yapılan araştırma genişletilerek, 500 denek üzerinde tekrarlanacak. Elektronik mesajın rahat ortamlarda yazılabildiğini hatırlatan uzmanlar, aynı anda birkaç kişi ile yazışabilmenin daha da olumlu sonuç verebileceğini söylediler.

Araştırma sonucu, Amerikan Psikoloji kuruluşu tarafından, Ağustos ayında Chicago’da yapılacak genel kurulda açıklanacak.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#48
03-03-2019, 09:34 PM
ECZA DOLABI 



Her evde ve işyerinde içinde gerekli alet ve ilaçların bulunduğu bir ecza dolabı olmalıdır. Evde ecza dolabının bulunması doktor çağrıldığı zaman oldukça yararlı olabilir. 
Ancak ecza dolaplarının birtakım özelliklere sahip olması ve sürekli olarak mevcut ilaçların kontrol edilerek, sağlık riski oluşturmaması sağlanmalıdır.

Ecza dolabı üzerine genel bilgiler:

Ecza dolabı kilitlenebilen cinsten olmalı ve serin, kuru bir yerde çocukların kolaylıkla uzanamayacakları yükseklikte, duvara asılmalıdır. Ecza dolabının içi düzenli olmalı; aranılan ilaç kolayca bulunabilmelidir.

Bir ecza dolabında bulunması yararlı olan şeyler şunlardır:

Hasta tedavisi için gerekli araç-gereçler: Derece, küçük bir makas, pens, damlalık, muşamba, termofor, lavaj için gerekli araç-gereç, çengelli iğne.

Sargı araç-gereçleri: Çeşitli sargı bezleri, bantlar, çeşitli ölçülerde gaz bezi, pamuk, flaster, kan durdurmak için kullanılan turnikeler, üçgen şeklinde sargı bezleri.

Dıştan kullanılacak ilaçlar: Batikon veya zefiran gibi dezenfektan maddeler, 70 derecelik alkol, dezenfekte için ilaçlar, oksijenli su, çeşitli merhemler, talk pudrası vb.

Diğer ilaçlar: Ağrı kesici ilaçlar, sakarin, karın ve mide gazları için ilaç, müshil, sülfamitler vb.

Hastalık döneminden artan ilaçlar ecza dolabına KONMAMALIDIR, çünkü bu ilaçlar bir süre sonra özelliklerini ve etkilerini yitirirler.

Bozulmuş ilaçlarda görülen belirtiler:

Tozlar - Topaklanma.

Tabletler - Renk değişimi ve kırılma.

Drajeler - Şekerli kabukta dökülme.

Sıvı ilaçlar - Tortu birikimi.

Merhemler - Kuruma, koku, küf.

Ölçüler Ve Miktarlar

Sıvı maddeler için:
1 su bardağı: 200 gr.
1 fincan: 150 gr.
1 şarap bardağı: 100 gr. 
1 likör kadehi: 20 gr.
1 çorba kaşığı: 15 gr.
1 tatlı kaşığı: 10 gr.
1 çay kaşığı: 5 gr.
Şuruplarda yukarıda belirtilen ölçülerin 1,5 misli alınır.

Toz maddeler için:
1 dolu çorba kaşığı: 10 gr.
1 dolu çay kaşığı: 3 gr.
1 silme çay kaşığı: 1,5 gr.
1 dolu çay kaşığı tuz: 6 gr.
1 silme çay kaşığı tuz: 3 gr.
1 bıçak ucu: 0,5-1 gr.

1 gr. sıvıdaki damla sayısı:
Sıvılar: 20 damla
bitki suları: 40 damla
yağlı sıvılar: 50 damla
tentürdiyot ve ispirto: 60 damla
eter: 80 damla.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#49
03-03-2019, 09:34 PM
EGZERSIZ SECIMI VE UYGULAMA 


Amaç organizmayı bir yarışmaya hazırlamak değil, egzersizin organizmanın sistemlerine (dolaşım-solunum, kas, bağışıklık) olumlu katkılarını sağlamak olmalıdır. Bunun için aerobi ortamdaki egzersizler düşünülmelidir. Yürüyüş, düşük-orta şiddetli koşular en ideal olan çalışmalardır. Fakat önemli olan çalışmanın şiddetini (tempo) ve süresini ayarlamaktır.

Genel olarak, bu tür çalışmalar tamamen görsel ve seçilen model çalışmalara dayanmaktadır. Yani sağlık için egzersiz yapan bireylerin % 90 ı ya da fazlası, bilimsel ve sistematik bir program uygulamamaktadır. Görsel bilgilere dayanarak yapılan çalışmalar istenilen hedefi yakalayamaz. Unutulmaması gereken en önemli şey; her bireyin tüm fiziksel ve fizyolojik özellikleri, dolayısıyla kapasiteleri farklıdır. Bunun için antrenman yükleri de farklı olacaktır.

Antrenman programlarına başlamadan önce hekiminize baş vurarak genel bir sağlık kontrolünden geçmeniz gerekir. Özellikle efor testi yaptırmanız gereklidir. Bu test sonucu eforlara direncinizi dolayısıyla kapasitenize uygun antrenman programlarını elde edebilirsiniz.

Çalışma şiddetinin tayini; en önemli problem çalışma şiddetinin tayinidir. Şayet düşük şiddette çalışırsanız bir gelişim sağlayamazsınız, yüksek şiddette çalışırsanız yaralanma riskiniz vardır üstelik istenilen olumlu etkileri elde edemezsiniz.

Çalışma şiddetinin tayini, kesin yöntemler ile, bireyin maksimal oksijen kullanma kapasitesi (max.VO2) ölçülerek laboratuarda gerçekleştirilebilir. Fakat basit ve yaklaşık olarak çalışma şiddetini tayin için; maksimal kardiyak frekans (nabız) yüzdesini alarak efor şiddeti ayarlanabilir.

Bunun için önce maksimal kardiyak frekans tespit edilir (yani kalbinizin dakikada vurum yapabileceği en yüksek değer). Bu değeri bulmak için 220 sabit sayısından "yıl" olarak "yaş" çıkarılır.

Örnek: şayet 40 yaşında iseniz; 220-40= 180, sizin maksimal kardiyak frekansınızdır.

Aerobik kapasitenizi geliştirmek için maksimal kardiyak frekansınızın % 60-90 ı arası bölgede antrenman yapmanız gerekir. Öyleyse aerobik antrenmanınız 108 ile 162 nabız arasında bir bölgede gerçekleşmelidir.

Şayet yeni başlıyor iseniz, en iyisi bu aralığın alt sınırından (maksimal kardiyak frekansınızın %60-70) başlamak gerekir. Antrenmanların ilerlemesi sonrası, ne kadar form kazanırsanız o kadar daha yüksek yüzde ile çalışabilirsiniz.

Nabız alımı; bir dakikalık nabız sayısı rehber olarak alınır. En iyi yöntem özel amaçlı Polar saatler dir. Fakat boynun iki yanındaki karotis (şah damarı) damarların biri üzerine tek taraflı olarak orta ve yüzük parmak birleştirilerek hafifçe bastırılır, 15 saniye nabız sayılır 4 ile çarpılarak çalışma nabzı bulunur.

Bu yöntemin yanında, çalışma şiddetini tayin için "solunum yöntemi" "aerobi egzersiz" bölümünde açıklanmıştır.

Antrenmanın sıklığı:

Başlangıçta çalışmayı kısa bir süre uygulayınız, asla kendinizi zorlamayınız. 5 dakika koştukdan sonra dinlenin. Elbetteki çalışma öncesi ısınmayı unutmuyorsunuz. Antrenman süresini önce 1 sonra 2 sonra 3 km koşabilmek için düzenli olarak ayarlayınız. Soluk soluğa kalmadan ılımlı tempoda koşmayı unutmayınız. Şayet iyi bir düzeye gelirseniz koşarken arkadaşlarınız ile sohbet edebilirsiniz.

Bir kaç ay antrenmanın sonunda, yorulmadan kas ağrıları olmadan, önemli mesafelere ulaşabilirsiniz (10 km). Haftada 3 antrenman seansı idealdir. Haftanın bir günü 15 km koşmaktansa 3 kere 5 km koşmak daha iyidir. Bir seanslık 15 km koşu kalbi ve tendonları daha fazla zorlar, lokmaları küçülterek almanın sindirimi daha kolay olacağı gibi, çalışma yükünü de dilimlere bölmek organizmanın yüklenmeyi sindirmesi bakımından daha uygun olacaktır. Ayrıca bu koşular günün ayni saatlerinde gerçekleştirilmelidir, form durumunuz ilerledikçe haftada 4-5 seans düzenleyebilirsiniz. Koşu esnasında baş öne eğik olmamalıdır.

Şayet yürüyüş düşünülüyor ise her gün en az bir saat yapılmalıdır. Koşular maksimal kalp atım hızınızın altında olalıdır, 20 ya da 30 dakika yeterlidir. Şayet bazı kurallara uyarsanız yaşınız ilerlemiş olsada uzun süre koşabilirsiniz.

Kalp-damar sisteminin antrenmanı devam eden bir süreçtir ve sabırlı olarak kuvvetlendirilmesi gerekir.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
G4m3_0v3R
 KuRuCu
Site Sahibi
Yorum Sayısı: 4,188
Konu Sayısı: 2,145
Rep Puanı: 0
Nerelisiniz: Sivas
Mesleğiniz ?: Güvenlik
Hangi Takımlısınız?: Fenerbahçe
Kan Grubunuz: AB RH (+)
Hangi Burçsunuz?: Akrep
İlişki Durumu: İlişkisi Yok
Ruh Hali: Piskopat
Durum: Offline
#50
03-03-2019, 09:34 PM
EGZERSIZ VE BAGISIKLIK SISTEMI (iMMUN SISTEM) 



Egzersiz ve immünoloji alanındaki hızlı gelişmeler spor bilimi, tıp, immünoloji, fizyoloji ve davranış bilimlerinde görevli bilim adamlarının ilgilerini çekmiştir. Spora bağlı immün cevap konusundaki ilgi birçok sebepten dolayı oluşmuştur. Birincisi; antrenörler ve kulüp hekimlerinin, antrenman ve müsabaka esnasında sporcularını sağlıklı bir şekilde tutma istemeleridir. İkinci olarak egzersiz ve bağışıklık konusuna ilgi, toplumun sağlıklı gelişim amacıyla doğan ilgiden de kaynaklanır. Düzenli orta düzeyde (ılımlı) yüklenmelerin kalp hastalığı, şişmanlık, insüline bağlı olmayan diabet, yüksek tansiyon ve osteoporoz gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde, ayrıca vücut ağırlığının kontrolü ve organizmanın strese karşı direncini artırmada, önemli rol oynadığı ispatlanmıştır. Araştırmacılar şimdi çalışmalarını yaşam tarzına bağlı etken taşıyan hastalıklar (kanser gibi) üzerine yoğunlaştırmışlardır ve düzenli spor yapan kişilerin daha düşük kanser insidansların rastlandığına dair tahminler vardır.

Egzersiz, kanser ve AIDS gibi, belirli hastalıklarda ek tedavi olarak reçete edilmeye başlanılmıştır. Kanser ve AIDS de bağışıklık sisteminin, hastalıkla doğrudan ilgili olması nedeniyle bilim adamları hastalık gelişimi üzerine etkilerini öğrenebilmek için yüklenmeye bağlı immün cevabı araştırmaktadırlar

Yaşam tarzı faktörleri, immün sistemi güçlendirmek yada zayıflatmak yönünden etkileşebilir. Diyet, stres ve fiziksel aktivite bu faktörleri oluşturur. Yetersiz beslenme ve uygun besinlerin eksikliği immün sistemi zayıflatabilir. Şayet yaşlı ve yalnız yaşıyor iseniz, yalnız yemek yiyorsanız diyetinizde meyve ve sebzeler dengeli olarak yer almalıdır.

Vitamin veya bazı minerallerin aşırı alımı, grip ya da soğuk algınlığına karşı koruyucu etkiye sahip olduğu kesin olarak kanıtlanmış değildir. Ancak, soğuk algınlığı esnasında vit-C alımının hastalığın şiddetini azaltabileceği ya da gidişatını kısaltabileceği konusunda bazı kanıtlar vardır.

Egzersiz ve Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu (ÜSYE)

Ilımlı egzersizde; epidemiyolojik, klinik ve deneysel çalışmaların hepsinde üst solunum yolu enfeksiyonu sıklığının azaldığı gösterilmiştir. 15 haftalık bir yürüyüş egzersizinde deney grubu kadınlarda anlamlı üst solunum yolu enfeksiyonu azalması saptanmıştır. Ağır egzersizde ÜSYE artışı gözlenmiştir. Burada istenilen orta dereceli kronik egzersizdir.

Sedanterde (durağan yaşayanlar) ÜSYE belirli bir düzeyde iken, kronik orta dereceli egzersizde azalır, ağır egzersizde ise çok artar. En azından bu sebepten dolayı egzersiz ve immün sistem önemlidir. ÜSYE birçok iş gücü, para, zaman kaybına neden olduğu gibi ağır durumlara geçişlerde can kaybı yaratabilir.
IAGOlM.gif
IAGhAj.gif
Ara
Cevapla
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
Toplam (7) Sayfa: « Önceki 1 .. 3 4 5 6 7 Sonraki »
Sayfaya Git 


  • Konuyu Yazdır


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  • Forum
  • Yetkililer
  • Üye Listesi
  • Takvim
  • Yardım
  • Yukarı Çık
Tam Görünüm
Konu Görünümü

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping