02-24-2019, 07:23 AM
.....ili kırsalında teröristlerin dur ihtarına
[b]ateşle karşılık[/b]
[b]vermesi[/b]
[b]sonucu çıkan çatışmada.güvenli görevlisi şehit [/b]
[b]oldu. [/b]
[b]Ya da [/b]
[b]......ilinde devriye görevini yerine getiren [/b]
[b]..aracına açılan[/b]
[b]ateş [/b]
[b]sonucu..güvenlik görevlisi şehit oldu.[/b]
Ya da
[b]......ili kırsalında teröristlerce döşenen [/b]
[b]mayının patlaması [/b]
[b]sonucu.asker[/b]
[b]yaralandı..[/b]
[b]Bu nasıl başlar biliyor musunuz?[/b]
[b]Hava o kadar sıcaktır ki beyninizdeki sıvının [/b][b]buharlaşıp uçtuğunu [/b][b]düşünürsünüz. Oluştuğu anda kuruyup giden ter [/b][b]damlacıklarından [/b][b]geriye [/b][b]kalan tuzlar yüzünüzün ve hatta elbisenizin her [/b][b]yanını kaplamıştır. [/b]
[b]Avucunuzun içindeki ter, yüzünüzdeki gibi kolay [/b][b]kurumadığı için[/b]
[b]elinizdeki tüfeğinizin metal kısmı avucunuzun[/b]
[b]içinde vıcık, vıcık [/b]
[b]oynar.[/b]
[b]Ter ile ıslanan çeliğin kokusu avucunuzun içine [/b][b]ve elinizi [/b][b]sürdüğünüz [/b][b]her [/b][b]yere siner.[/b]
[b]Önünüzde yürüyen adamın, ayağının kuru toprakla [/b][b]her temas [/b][b]edişinde[/b]
[b]çıkan toz, ağzınızın kupkuru olmasına ve zor nefes [/b][b]almanıza sebep [/b][b]olur.[/b]
[b]Sırt çantanızın askı kayışları yüzünden [/b][b]omuzlarınızı [/b][b]hissetmezsiniz.[/b][b]Kült [/b][b]ağrıları ancak çantayı sırtınızdan [/b][b]çıkardığınızda fark edersiniz. [/b]
[b]Bastığınız her taş parçası, her çalı ve bir [/b][b]ayağınızın [/b][b]kaplayabildiğ i[/b][b]her [/b][b]yeryüzü parçasından çıkan sesi duyarsınız. [/b]
[b]Yürüdüğünüz yerdeki her Ağustos böceğinin [/b][b]sesini, dallardaki [/b][b]kuşları, yüzünüzün etrafında ürkütücü devriye [/b][b]uçuşları yapan [/b][b]arıların kanat seslerini, ağzınıza ve yüzünüze [/b][b]ya da herhangi bir [/b][b]yerinizdeki küçük yaraların üzerine konmaya [/b][b]çalışan sineklerin [/b][b]vızıltılarını, ayağınızı bastığınız yerden [/b][b]havalanan yeşil [/b][b]çekirgenin küçücük cüssesine rağmen çıkardığı [/b][b]tok kanat sesini en [/b][b]ince [/b][b]ayrıntısına kadar duyarsınız.[/b]
[b]Sonra, kendi teçhizatınızın ve önünüzdeki [/b][b]arkadaşınızın ve [/b][b]arkanızdaki arkadaşınızın teçhizatlarının [/b][b]çıkardığı düzensiz [/b][b]seslerin her birini [/b][b]ayrı [/b][b]ayrı duyarsınız.[/b]
[b]Ve aynı anda önünüzdeki arkadaşınızın nefes [/b][b]alışlarını [/b][b]duyarsınız, [/b][b]öksürmesini ve hapşırmasını da duyarsınız. [/b]
[b]Telsizinizden çıkan seslerin ve cızırtıların her [/b][b]biri ayrı ayrı katılır bu senfoniye.[/b]
[b]Ter ve tozun birleşmesinden oluşan kaygan çamur, [/b][b]postalın [/b][b]içindeki [/b][b]tüm ayağınızı kaplamıştır, çoraplar önce su [/b][b]toplayıp sonra [/b][b]patlayan [/b][b]yerlere [/b][b]adeta bir deri gibi yapışmıştır. [/b]
[b]En çok yapmak istediğiniz şey ayaklarınızı [/b][b]yıkayıp, çoraplarınızı [/b][b]değiştirmektir. Ama bu çok büyük bir lükstür o [/b][b]anda.[/b]
[b]Çünkü...[/b]
[b]Çünkü hangi çalının dibinde, hangi kayanın [/b][b]arkasında sizi [/b][b]beklediğini bilmediğiniz ihaneti arayıp bulmanız [/b][b]ve yok etmeniz [/b][b]gerekmektedir. [/b]
[b]Bütün masumların hayatı ve huzuru size emanet [/b][b]diye, öğretmenler [/b][b]bayrak direğine asılmasın diye, kundaktaki [/b][b]bebekler [/b][b]kurşunlanmasın [/b][b]diye, binlerce yıllık emanete halel gelmesin [/b][b]diye *****liği ve [/b][b]ihaneti yok etmeniz gerekmektedir. [/b]
[b]Çünkü bunun için bayrağın, silahın, namusun ve [/b][b]şerefin üzerine [/b][b]yemin etmişsinizdir. [/b]
[b]Çünkü önemli olan ayağınız değil, ülkeniz, [/b][b]bayrağınız ve [/b][b]onurunuzdur. [/b]
[b]İşte bu yüzden lükstür ayak yıkamak, çorap [/b][b]değiştirmek. İşte bu [/b][b]yüzden senfoniye dönüşmüştür bütün o düzensiz [/b][b]sesler güruhu.[/b]
[b]Sonra!..[/b]
[b]Sonra birden tüm sesler kesilir, bıçağın dalı [/b][b]kestiği gibi, [/b][b]makasın kâğıdı, pensenin bir hoparlör kablosunu [/b][b]kestiği gibi... [/b]
[b]Bir [/b][b]anda...[/b]
[b]Kuşların sesleri, arıların ve sineklerin [/b][b]vızıltıları, çekirgenin [/b][b]kanat sesleri hepsi bir anda biter.[/b]
[b]Gözlerinizi açtığınızda önünüzdeki arkadaşınızı [/b][b]değil, gökyüzünü [/b][b]görürsünüz, yere düşmüş olduğunuzu anlamanız [/b][b]birkaç saniye sürer. [/b]
[b]Tek hissettiğiniz kesif bir barut ve yanık et [/b][b]kokusudur, [/b][b]yüzünüzün [/b][b]toprak [/b][b]parçalarıyla kaplandığını fark edersiniz, [/b][b]temizlemek için [/b][b]çalışmazsınız.[/b]
[b]Arkadaşlarınızın bağırarak koşuşturduğunu görür [/b][b]ama kulağınızdaki [/b][b]çınlama ve uğultudan seslerini duyamazsınız. Sesleri [/b][b]yavaş yavaş [/b][b]duymaya [/b][b]başladığınızda ayağa kalkmaya çalışırsınız ama [/b][b]başaramazsınız.[/b]
[b]Yine birkaç saniye sonra arkadaşlarınızın [/b][b]sesleri arasında '[/b][b]mayın' [/b][b]kelimesini ayırt eder ve kalkmaya çalıştığınızda [/b][b]ayağınızdaki [/b][b]yoğun ağrıyı fark edersiniz.[/b]
[b]Ayağınız yoktur ama yine de ağrıdığını [/b][b]hissedersiniz.[/b]
[b]Ne olduğunu anlamak için baktığınızda ise [/b][b]parçalanmış [/b][b]pantolonunuzun [/b][b]ve kopmuş ayağınızın farkına varırsınız. İşte her [/b][b]şey o anda başlar. [/b]
[b]Avazınız çıktığı kadar bağırırsınız. Sonra, [/b][b]nefesiniz biter. [/b][b]Sonra, yeniden nefes alırsınız ve yeniden [/b][b]bağırmaya başlarsınız. [/b][b]Sonra yine nefesiniz biter ve yeniden, yeniden [/b][b]ve yine... [/b]
[b]Yanınıza ilk gelen arkadaşınız size, 'fazla bir [/b][b]şey yok, sadece [/b][b]küçük [/b][b]bir [/b][b]yara' gibi telkinlerde bulunur. Ama siz [/b][b]arkadaşınız konuşurken [/b][b]de, [/b][b]helikopterle hastaneye götürülürken de artık bir [/b][b]ayağınızın[/b][b]olmadığını biliyorsunuzdur. Hep bir soru çınlar [/b][b]kafanızın içinde [/b][b]'neden ben, [/b][b]neden [/b][b]ben, neden ben ?'[/b]
[b]Hastanede geçen aylar, tedavi ve terapilerde [/b][b]geçen yıllar [/b][b]sonunda, [/b][b]dizkapağınızın on iki santim altından takılı [/b][b]olan ve her akşam [/b][b]yatarken [/b][b]veya banyoya girerken çıkarıp kenara koyduğunuz [/b][b]takma bacak artık [/b][b]bir uzvunuz olmuştur.[/b]
[b]Ama bunun önemi yoktur çünkü bu fedakârlığınız [/b][b]sayesinde vatan [/b][b]var [/b][b]olacaktır. Sizin bir bacağınızın ne önemi vardır [/b][b]ki![/b]
[b]Artık koşamayacak olmanızın, yazın herkes gibi [/b][b]havuza, denize [/b][b]giremeyecek olmanızın da hiç önemi yoktur. Vatan sağ [/b][b]olsun yeter. [/b]
[b]Sonra birilerinin, sizin ödediğiniz vergilerle [/b][b]Fransız [/b][b]televizyonlarında, [/b][b]uğruna yarım kaldığınız vatan hudutlarını hiçe [/b][b]sayan programlara [/b][b]finans [/b][b]sağladığını okursunuz. Aynı dillerin bundan [/b][b]pişmanlık[/b][b]duymadıklarını söylediklerini de okursunuz.[/b]
[b]Pamuk'ları, Dink'leri, okursunuz, Bizans [/b][b]çocuğuyum diyenleri [/b][b]duyar, [/b][b]Ali [/b][b]Kemallere tanık olursunuz, 'koçlar gibi [/b][b]satanları'görürsünüz. . [/b]
[b]Türk Bayraklarının yakıldığını, görürsünüz. [/b][b]Başlarına çuvallar [/b][b]geçirilip [/b][b]aşağılanarak elleri arkalarından bağlanan Türk [/b][b]askerlerini [/b][b]görürsünüz.[/b]
[b]Bu aşağılanmaya cevap verecek tankların motor [/b][b]seslerini, [/b][b]helikopterlerin kanat seslerini, piyadelerin intikam [/b][b]yeminlerini [/b][b]duymayı beklersiniz ama duyamazsınız. [/b]
[b]Onun yerine hainlerin cesetlerinin üstüne [/b][b]örtülen çaputlara [/b][b]'bayrak' [/b][b]diyenleri görürsünüz, 'uçaklarını çek', 'valiyi [/b][b]çek' diyen [/b][b]başkanları [/b][b]ve [/b][b]karşılarında kekeleyen riyaseti görürsünüz. [/b]
[b]Yok, yok bu da yetmez. Askere, polise, öğretmene [/b][b]ateş eden, yol [/b][b]kesip soygun yapan, köy yakan, okul yıkan, mayın [/b][b]döşeyen [/b][b]teröristlerin [/b][b]sadece [/b][b]'ben bir şey yapmadım' demelerinin esas kabul [/b][b]edilip, 'suçsuz' [/b][b]sıfatıyla [/b][b]serbest bırakıldığını görürsünüz. [/b]
[b]Susanları, konuşması gerektiği halde susanları [/b][b]görürsünüz, [/b][b]konuşanlar [/b][b]her konuştuğunda, kekeleyenler her kekelediğinde ve [/b][b]susanlar her [/b][b]sustuğunda siz yeniden vurulursunuz, yeniden[/b][b]ölürsünüz her defasında.[/b]
[b]Gövdenizden o toprağa akan kan, bu defa içinize [/b][b]akar, [/b][b]inandıklarınıza, uğrunda savaşarak kendi [/b][b]kanınızı akıtmak [/b][b]pahasına [/b][b]tertemiz tuttuğunuz değerlerinize akar.[/b]
[b]Sizin kaya arkalarında, çalı diplerinde [/b][b]aradığınız ihanet gelir [/b][b]aklınıza, [/b][b]o mayınları yerleştiren eller gelir. Sorgulamaya [/b][b]başlarsınız: [/b][b]'Biz [/b][b]bu ihaneti doğru yerde mi aradık, kuyruğunda [/b][b]dolaştığımız yılanın [/b][b]başı, [/b][b]hep [/b][b]gözümüzün önünde miydi yoksa?'diye sorarsınız [/b][b]kendinize. [/b]
[b]Onlara verilen maaş'ın sizin vergilerinizden [/b][b]ödendiğini, içinize [/b][b]sindiremezsiniz, uykularınız kaçar, neden bu [/b][b]vatanı sizin kadar [/b][b]sevmediklerini düşünürsünüz.[/b]
[b]Bu vatan onların da vatanı değil mi? [/b]
[b]Onlar da, tıpkı benim gibi namusun ve şerefin [/b][b]üstüne yemin etmedi [/b][b]mi? [/b][b]diye sorarsınız kendi kendinize. [/b]
[b]Sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, on beş yaşında bir [/b][b]askeri okul [/b][b]öğrencisi iken her adımda söylediğiniz,[/b][b]beyninize ve yüreğinize [/b][b]nakşettiğiniz sözler gelir aklınıza': VATAN, [/b][b]SANA CANIM FEDA'[/b]
[b]Geri kalan tüm hayatınızın ilk beş dakikası, [/b][b]böyle başlayacak [/b][b]işte [/b][b]ve hayatınız böyle devam edecektir. Son [/b][b]nefesinize kadar [/b][b]savaşacaksınız ihanetle, her şeye ve herkese [/b][b]rağmen, bu yolda [/b][b]ölene ya da bu ihaneti bitirene kadar. [/b]
[b]Siz diyorum, çünkü bu vatan için bedel ödeyen [/b][b]insanların neler [/b][b]yaşadığını, neler hissettiğini, size rağmen ve [/b][b]sizin için neler [/b][b]yaptıklarını, neler yapabileceklerini bilin [/b][b]istiyorum. Okuduğunuz [/b][b]ya [/b][b]da [/b][b]televizyonda duyduğunuzdan daha fazladır [/b][b]yaşananlar. [/b]
[b]Yani aslında gazetelerin iç sayfalarındaki, [/b][b]minicik karelerde [/b][b]okuduğunuz; [/b]
[b]'...ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının [/b][b]patlaması [/b][b]sonucu, [/b][b]bir güvenlik görevlisi yaralandı!' haberi [/b][b]aslında o kadar da kısa [/b][b]değildir. [/b]
[b]Sizin, daha okuduğunuz gazetenin arka sayfasına [/b][b]geçerken [/b][b]unuttuğunuz,[/b][b]falanca mankenin otel odası maceralarına, ya da [/b][b]uyuşturucu komasından [/b][b]ölen oğluna 'şehit' deyip Türk bayrağı örten kadının [/b][b]haberine [/b][b]ayırdığınızdan daha uzun zaman ayırmadığınız bu [/b][b]küçük haber, [/b][b]birileri için bir ömür boyu sürecek ve asla [/b][b]unutulmayacaktır.[/b]
[b]Ve siz unuttuktan sonra da başka birileri, 'ne [/b][b]için?' dendiğinde [/b][b]'vatan [/b][b]'için' diyecekleri fedakârlıklarını size rağmen [/b][b]yapmaya devam [/b][b]edeceklerdir.[/b]
[b]Sizin uyuşmuşluğunuza, duyarsızlığınıza rağmen, [/b][b]sizin [/b][b]rahatlığınıza, sizin vicdanlarınıza rağmen bu [/b][b]kahramanca [/b][b]fedakârlıklar ve bu ilk beş dakikalar yaşanmaya [/b][b]devam edecektir. [/b]
[b]Asla unutmayınız başınızın üstündeki egemenlik [/b][b]örtüsünün [/b][b]payandası [/b][b]kopan bacaklar, bedeli ise size rağmen bu vatan için [/b][b]akan kanlar, [/b][b]feda [/b][b]edilen canlar, sıcak yuvalarını, babalarının [/b][b]yüzlerini unutan küçücük [/b][b]çocuklarını düşünmeden vakfedilen hayatlardır. [/b]
[b]Ne kadarını anlayabilirsiniz veya anlamak sizin [/b][b]umurunuzda mı [/b][b]bilmiyorum,[/b][b]ama birileri bunları yaşadı, birileri hala [/b][b]yaşıyor ve emin olun [/b][b]yaşlı dünya döndükçe, Türk vatanı ve Türk [/b][b]Bayrağı için birileri [/b][b]daha tüm bunları yaşayacak. [/b]
[b]Gördüğünüz gibi size bir hayli uzak bir yaşam [/b][b]biçimi bu.[/b][b]Masalarda [/b][b]oturup 'aydınca' sohbetler etmeye hiç benzemiyor [/b][b]değil mi?[/b]
[b]Bir an için bile olsa kendinizi onların yerine [/b][b]koyasınız diye [/b][b]'siz' [/b][b]diyerek yazdım, sizin onlardan biri[/b][b]olamayacağınızı biliyorum.[/b]
[b]'Siz' kim misiniz?[/b]
[b]Siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz! [/b]
[b]Biz de, biz de sizi çok iyi biliyoruz. [/b]
[b]'Siz' de bilin ki biz asla unutmayacağız.[/b]
[b]'VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN'[/b]
VATAN SİZE MİNETTARDIR...
umarım yoktur + alıntıdır...
[b]ateşle karşılık[/b]
[b]vermesi[/b]
[b]sonucu çıkan çatışmada.güvenli görevlisi şehit [/b]
[b]oldu. [/b]
[b]Ya da [/b]
[b]......ilinde devriye görevini yerine getiren [/b]
[b]..aracına açılan[/b]
[b]ateş [/b]
[b]sonucu..güvenlik görevlisi şehit oldu.[/b]
Ya da
[b]......ili kırsalında teröristlerce döşenen [/b]
[b]mayının patlaması [/b]
[b]sonucu.asker[/b]
[b]yaralandı..[/b]
[b]Bu nasıl başlar biliyor musunuz?[/b]
[b]Hava o kadar sıcaktır ki beyninizdeki sıvının [/b][b]buharlaşıp uçtuğunu [/b][b]düşünürsünüz. Oluştuğu anda kuruyup giden ter [/b][b]damlacıklarından [/b][b]geriye [/b][b]kalan tuzlar yüzünüzün ve hatta elbisenizin her [/b][b]yanını kaplamıştır. [/b]
[b]Avucunuzun içindeki ter, yüzünüzdeki gibi kolay [/b][b]kurumadığı için[/b]
[b]elinizdeki tüfeğinizin metal kısmı avucunuzun[/b]
[b]içinde vıcık, vıcık [/b]
[b]oynar.[/b]
[b]Ter ile ıslanan çeliğin kokusu avucunuzun içine [/b][b]ve elinizi [/b][b]sürdüğünüz [/b][b]her [/b][b]yere siner.[/b]
[b]Önünüzde yürüyen adamın, ayağının kuru toprakla [/b][b]her temas [/b][b]edişinde[/b]
[b]çıkan toz, ağzınızın kupkuru olmasına ve zor nefes [/b][b]almanıza sebep [/b][b]olur.[/b]
[b]Sırt çantanızın askı kayışları yüzünden [/b][b]omuzlarınızı [/b][b]hissetmezsiniz.[/b][b]Kült [/b][b]ağrıları ancak çantayı sırtınızdan [/b][b]çıkardığınızda fark edersiniz. [/b]
[b]Bastığınız her taş parçası, her çalı ve bir [/b][b]ayağınızın [/b][b]kaplayabildiğ i[/b][b]her [/b][b]yeryüzü parçasından çıkan sesi duyarsınız. [/b]
[b]Yürüdüğünüz yerdeki her Ağustos böceğinin [/b][b]sesini, dallardaki [/b][b]kuşları, yüzünüzün etrafında ürkütücü devriye [/b][b]uçuşları yapan [/b][b]arıların kanat seslerini, ağzınıza ve yüzünüze [/b][b]ya da herhangi bir [/b][b]yerinizdeki küçük yaraların üzerine konmaya [/b][b]çalışan sineklerin [/b][b]vızıltılarını, ayağınızı bastığınız yerden [/b][b]havalanan yeşil [/b][b]çekirgenin küçücük cüssesine rağmen çıkardığı [/b][b]tok kanat sesini en [/b][b]ince [/b][b]ayrıntısına kadar duyarsınız.[/b]
[b]Sonra, kendi teçhizatınızın ve önünüzdeki [/b][b]arkadaşınızın ve [/b][b]arkanızdaki arkadaşınızın teçhizatlarının [/b][b]çıkardığı düzensiz [/b][b]seslerin her birini [/b][b]ayrı [/b][b]ayrı duyarsınız.[/b]
[b]Ve aynı anda önünüzdeki arkadaşınızın nefes [/b][b]alışlarını [/b][b]duyarsınız, [/b][b]öksürmesini ve hapşırmasını da duyarsınız. [/b]
[b]Telsizinizden çıkan seslerin ve cızırtıların her [/b][b]biri ayrı ayrı katılır bu senfoniye.[/b]
[b]Ter ve tozun birleşmesinden oluşan kaygan çamur, [/b][b]postalın [/b][b]içindeki [/b][b]tüm ayağınızı kaplamıştır, çoraplar önce su [/b][b]toplayıp sonra [/b][b]patlayan [/b][b]yerlere [/b][b]adeta bir deri gibi yapışmıştır. [/b]
[b]En çok yapmak istediğiniz şey ayaklarınızı [/b][b]yıkayıp, çoraplarınızı [/b][b]değiştirmektir. Ama bu çok büyük bir lükstür o [/b][b]anda.[/b]
[b]Çünkü...[/b]
[b]Çünkü hangi çalının dibinde, hangi kayanın [/b][b]arkasında sizi [/b][b]beklediğini bilmediğiniz ihaneti arayıp bulmanız [/b][b]ve yok etmeniz [/b][b]gerekmektedir. [/b]
[b]Bütün masumların hayatı ve huzuru size emanet [/b][b]diye, öğretmenler [/b][b]bayrak direğine asılmasın diye, kundaktaki [/b][b]bebekler [/b][b]kurşunlanmasın [/b][b]diye, binlerce yıllık emanete halel gelmesin [/b][b]diye *****liği ve [/b][b]ihaneti yok etmeniz gerekmektedir. [/b]
[b]Çünkü bunun için bayrağın, silahın, namusun ve [/b][b]şerefin üzerine [/b][b]yemin etmişsinizdir. [/b]
[b]Çünkü önemli olan ayağınız değil, ülkeniz, [/b][b]bayrağınız ve [/b][b]onurunuzdur. [/b]
[b]İşte bu yüzden lükstür ayak yıkamak, çorap [/b][b]değiştirmek. İşte bu [/b][b]yüzden senfoniye dönüşmüştür bütün o düzensiz [/b][b]sesler güruhu.[/b]
[b]Sonra!..[/b]
[b]Sonra birden tüm sesler kesilir, bıçağın dalı [/b][b]kestiği gibi, [/b][b]makasın kâğıdı, pensenin bir hoparlör kablosunu [/b][b]kestiği gibi... [/b]
[b]Bir [/b][b]anda...[/b]
[b]Kuşların sesleri, arıların ve sineklerin [/b][b]vızıltıları, çekirgenin [/b][b]kanat sesleri hepsi bir anda biter.[/b]
[b]Gözlerinizi açtığınızda önünüzdeki arkadaşınızı [/b][b]değil, gökyüzünü [/b][b]görürsünüz, yere düşmüş olduğunuzu anlamanız [/b][b]birkaç saniye sürer. [/b]
[b]Tek hissettiğiniz kesif bir barut ve yanık et [/b][b]kokusudur, [/b][b]yüzünüzün [/b][b]toprak [/b][b]parçalarıyla kaplandığını fark edersiniz, [/b][b]temizlemek için [/b][b]çalışmazsınız.[/b]
[b]Arkadaşlarınızın bağırarak koşuşturduğunu görür [/b][b]ama kulağınızdaki [/b][b]çınlama ve uğultudan seslerini duyamazsınız. Sesleri [/b][b]yavaş yavaş [/b][b]duymaya [/b][b]başladığınızda ayağa kalkmaya çalışırsınız ama [/b][b]başaramazsınız.[/b]
[b]Yine birkaç saniye sonra arkadaşlarınızın [/b][b]sesleri arasında '[/b][b]mayın' [/b][b]kelimesini ayırt eder ve kalkmaya çalıştığınızda [/b][b]ayağınızdaki [/b][b]yoğun ağrıyı fark edersiniz.[/b]
[b]Ayağınız yoktur ama yine de ağrıdığını [/b][b]hissedersiniz.[/b]
[b]Ne olduğunu anlamak için baktığınızda ise [/b][b]parçalanmış [/b][b]pantolonunuzun [/b][b]ve kopmuş ayağınızın farkına varırsınız. İşte her [/b][b]şey o anda başlar. [/b]
[b]Avazınız çıktığı kadar bağırırsınız. Sonra, [/b][b]nefesiniz biter. [/b][b]Sonra, yeniden nefes alırsınız ve yeniden [/b][b]bağırmaya başlarsınız. [/b][b]Sonra yine nefesiniz biter ve yeniden, yeniden [/b][b]ve yine... [/b]
[b]Yanınıza ilk gelen arkadaşınız size, 'fazla bir [/b][b]şey yok, sadece [/b][b]küçük [/b][b]bir [/b][b]yara' gibi telkinlerde bulunur. Ama siz [/b][b]arkadaşınız konuşurken [/b][b]de, [/b][b]helikopterle hastaneye götürülürken de artık bir [/b][b]ayağınızın[/b][b]olmadığını biliyorsunuzdur. Hep bir soru çınlar [/b][b]kafanızın içinde [/b][b]'neden ben, [/b][b]neden [/b][b]ben, neden ben ?'[/b]
[b]Hastanede geçen aylar, tedavi ve terapilerde [/b][b]geçen yıllar [/b][b]sonunda, [/b][b]dizkapağınızın on iki santim altından takılı [/b][b]olan ve her akşam [/b][b]yatarken [/b][b]veya banyoya girerken çıkarıp kenara koyduğunuz [/b][b]takma bacak artık [/b][b]bir uzvunuz olmuştur.[/b]
[b]Ama bunun önemi yoktur çünkü bu fedakârlığınız [/b][b]sayesinde vatan [/b][b]var [/b][b]olacaktır. Sizin bir bacağınızın ne önemi vardır [/b][b]ki![/b]
[b]Artık koşamayacak olmanızın, yazın herkes gibi [/b][b]havuza, denize [/b][b]giremeyecek olmanızın da hiç önemi yoktur. Vatan sağ [/b][b]olsun yeter. [/b]
[b]Sonra birilerinin, sizin ödediğiniz vergilerle [/b][b]Fransız [/b][b]televizyonlarında, [/b][b]uğruna yarım kaldığınız vatan hudutlarını hiçe [/b][b]sayan programlara [/b][b]finans [/b][b]sağladığını okursunuz. Aynı dillerin bundan [/b][b]pişmanlık[/b][b]duymadıklarını söylediklerini de okursunuz.[/b]
[b]Pamuk'ları, Dink'leri, okursunuz, Bizans [/b][b]çocuğuyum diyenleri [/b][b]duyar, [/b][b]Ali [/b][b]Kemallere tanık olursunuz, 'koçlar gibi [/b][b]satanları'görürsünüz. . [/b]
[b]Türk Bayraklarının yakıldığını, görürsünüz. [/b][b]Başlarına çuvallar [/b][b]geçirilip [/b][b]aşağılanarak elleri arkalarından bağlanan Türk [/b][b]askerlerini [/b][b]görürsünüz.[/b]
[b]Bu aşağılanmaya cevap verecek tankların motor [/b][b]seslerini, [/b][b]helikopterlerin kanat seslerini, piyadelerin intikam [/b][b]yeminlerini [/b][b]duymayı beklersiniz ama duyamazsınız. [/b]
[b]Onun yerine hainlerin cesetlerinin üstüne [/b][b]örtülen çaputlara [/b][b]'bayrak' [/b][b]diyenleri görürsünüz, 'uçaklarını çek', 'valiyi [/b][b]çek' diyen [/b][b]başkanları [/b][b]ve [/b][b]karşılarında kekeleyen riyaseti görürsünüz. [/b]
[b]Yok, yok bu da yetmez. Askere, polise, öğretmene [/b][b]ateş eden, yol [/b][b]kesip soygun yapan, köy yakan, okul yıkan, mayın [/b][b]döşeyen [/b][b]teröristlerin [/b][b]sadece [/b][b]'ben bir şey yapmadım' demelerinin esas kabul [/b][b]edilip, 'suçsuz' [/b][b]sıfatıyla [/b][b]serbest bırakıldığını görürsünüz. [/b]
[b]Susanları, konuşması gerektiği halde susanları [/b][b]görürsünüz, [/b][b]konuşanlar [/b][b]her konuştuğunda, kekeleyenler her kekelediğinde ve [/b][b]susanlar her [/b][b]sustuğunda siz yeniden vurulursunuz, yeniden[/b][b]ölürsünüz her defasında.[/b]
[b]Gövdenizden o toprağa akan kan, bu defa içinize [/b][b]akar, [/b][b]inandıklarınıza, uğrunda savaşarak kendi [/b][b]kanınızı akıtmak [/b][b]pahasına [/b][b]tertemiz tuttuğunuz değerlerinize akar.[/b]
[b]Sizin kaya arkalarında, çalı diplerinde [/b][b]aradığınız ihanet gelir [/b][b]aklınıza, [/b][b]o mayınları yerleştiren eller gelir. Sorgulamaya [/b][b]başlarsınız: [/b][b]'Biz [/b][b]bu ihaneti doğru yerde mi aradık, kuyruğunda [/b][b]dolaştığımız yılanın [/b][b]başı, [/b][b]hep [/b][b]gözümüzün önünde miydi yoksa?'diye sorarsınız [/b][b]kendinize. [/b]
[b]Onlara verilen maaş'ın sizin vergilerinizden [/b][b]ödendiğini, içinize [/b][b]sindiremezsiniz, uykularınız kaçar, neden bu [/b][b]vatanı sizin kadar [/b][b]sevmediklerini düşünürsünüz.[/b]
[b]Bu vatan onların da vatanı değil mi? [/b]
[b]Onlar da, tıpkı benim gibi namusun ve şerefin [/b][b]üstüne yemin etmedi [/b][b]mi? [/b][b]diye sorarsınız kendi kendinize. [/b]
[b]Sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, on beş yaşında bir [/b][b]askeri okul [/b][b]öğrencisi iken her adımda söylediğiniz,[/b][b]beyninize ve yüreğinize [/b][b]nakşettiğiniz sözler gelir aklınıza': VATAN, [/b][b]SANA CANIM FEDA'[/b]
[b]Geri kalan tüm hayatınızın ilk beş dakikası, [/b][b]böyle başlayacak [/b][b]işte [/b][b]ve hayatınız böyle devam edecektir. Son [/b][b]nefesinize kadar [/b][b]savaşacaksınız ihanetle, her şeye ve herkese [/b][b]rağmen, bu yolda [/b][b]ölene ya da bu ihaneti bitirene kadar. [/b]
[b]Siz diyorum, çünkü bu vatan için bedel ödeyen [/b][b]insanların neler [/b][b]yaşadığını, neler hissettiğini, size rağmen ve [/b][b]sizin için neler [/b][b]yaptıklarını, neler yapabileceklerini bilin [/b][b]istiyorum. Okuduğunuz [/b][b]ya [/b][b]da [/b][b]televizyonda duyduğunuzdan daha fazladır [/b][b]yaşananlar. [/b]
[b]Yani aslında gazetelerin iç sayfalarındaki, [/b][b]minicik karelerde [/b][b]okuduğunuz; [/b]
[b]'...ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının [/b][b]patlaması [/b][b]sonucu, [/b][b]bir güvenlik görevlisi yaralandı!' haberi [/b][b]aslında o kadar da kısa [/b][b]değildir. [/b]
[b]Sizin, daha okuduğunuz gazetenin arka sayfasına [/b][b]geçerken [/b][b]unuttuğunuz,[/b][b]falanca mankenin otel odası maceralarına, ya da [/b][b]uyuşturucu komasından [/b][b]ölen oğluna 'şehit' deyip Türk bayrağı örten kadının [/b][b]haberine [/b][b]ayırdığınızdan daha uzun zaman ayırmadığınız bu [/b][b]küçük haber, [/b][b]birileri için bir ömür boyu sürecek ve asla [/b][b]unutulmayacaktır.[/b]
[b]Ve siz unuttuktan sonra da başka birileri, 'ne [/b][b]için?' dendiğinde [/b][b]'vatan [/b][b]'için' diyecekleri fedakârlıklarını size rağmen [/b][b]yapmaya devam [/b][b]edeceklerdir.[/b]
[b]Sizin uyuşmuşluğunuza, duyarsızlığınıza rağmen, [/b][b]sizin [/b][b]rahatlığınıza, sizin vicdanlarınıza rağmen bu [/b][b]kahramanca [/b][b]fedakârlıklar ve bu ilk beş dakikalar yaşanmaya [/b][b]devam edecektir. [/b]
[b]Asla unutmayınız başınızın üstündeki egemenlik [/b][b]örtüsünün [/b][b]payandası [/b][b]kopan bacaklar, bedeli ise size rağmen bu vatan için [/b][b]akan kanlar, [/b][b]feda [/b][b]edilen canlar, sıcak yuvalarını, babalarının [/b][b]yüzlerini unutan küçücük [/b][b]çocuklarını düşünmeden vakfedilen hayatlardır. [/b]
[b]Ne kadarını anlayabilirsiniz veya anlamak sizin [/b][b]umurunuzda mı [/b][b]bilmiyorum,[/b][b]ama birileri bunları yaşadı, birileri hala [/b][b]yaşıyor ve emin olun [/b][b]yaşlı dünya döndükçe, Türk vatanı ve Türk [/b][b]Bayrağı için birileri [/b][b]daha tüm bunları yaşayacak. [/b]
[b]Gördüğünüz gibi size bir hayli uzak bir yaşam [/b][b]biçimi bu.[/b][b]Masalarda [/b][b]oturup 'aydınca' sohbetler etmeye hiç benzemiyor [/b][b]değil mi?[/b]
[b]Bir an için bile olsa kendinizi onların yerine [/b][b]koyasınız diye [/b][b]'siz' [/b][b]diyerek yazdım, sizin onlardan biri[/b][b]olamayacağınızı biliyorum.[/b]
[b]'Siz' kim misiniz?[/b]
[b]Siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz! [/b]
[b]Biz de, biz de sizi çok iyi biliyoruz. [/b]
[b]'Siz' de bilin ki biz asla unutmayacağız.[/b]
[b]'VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN'[/b]
VATAN SİZE MİNETTARDIR...
umarım yoktur + alıntıdır...